22 Temmuz 2015 Çarşamba

RÜYA HAKİMİYETİ




mandala
Rüya/Mandala
SİVA DEDİ Kİ: “Alnın ortasındaki dokunulmaz soluk, uyku anında kalbe ulaşırken, rüyaları ve bizzat ölümü yönetin.

Bu tekniği üç bölümde ele alın. Birincisi, solukta pranayı (yaşam enerjisi)  onun dokunulmaz bölümünü, görünmez bölümünü, maddi olmayan bölümünü duyumsama yeteneğinde olmalısınız. Duygu iki kaşınız arasında dikkatinizi toplarsanız gelir. Kolayca gelir o zaman. Aralığa dikkat ediyorsanız, yine gelir; ama, biraz daha güç gelir. Soluğun gelip dokunduğu ve dışarı gittiği göbeğiniz merkezinde farkındalık içindeyseniz, yine gelir bu; ama, daha az kolay gelir. Soluğun görünmeyen bölümünü bilmenin en kolay noktası üçüncü gözün (alın çakrası) merkezinde olmaktır. Ama, hangi merkeze bağlanırsanız bağlanın, gelir bu. Prananın onun içinde aktığını duyumsamaya başlarsınız.
İçeri giren solukla, dışarı çıkan soluk araçların aynısıdır; ama, içeri giren soluk pranayla dolar ve dışarı çıkan soluk boştur. Pranayı özümsersiniz, soluk boş bir hal alır.
Şu sutra çok, ama çok anlamlıdır: “Alnın ortasındaki dokunulmaz soluk, uyku anında kalbe ulaşırken, rüyaları ve bizzat ölümü yönetin”. Uykuya daldığınız sırada, bu teknik uygulanmalı-yanlız o zaman, başka zaman değil. Şu halde, uykuya daldığınız sırada, sadece o sırada. Tekniğin uygulanacağı doğru zaman budur. Uykuya dalıyorsunuz. Uyku ağır ağır bastırıyor. Kısa bir süre sonra bilinç silinecek, farkındalığınız kalmayacak. Bu an gelmeden önce, farkındalık olun-soluğun ve görünmeyen bölümün, prananın farkına varın ve onun kalbe varışını hissedin.
Bu meydana gelirse-yani, görünmeyen soluğun kalbe gelişini hissederseniz ve uyku sizi sararsa- rüyalarda farkındalık içinde olacaksınız. Rüya gördüğünüzü bileceksiniz. Genellikle rüya gördüğümüzü bilmeyiz. Rüya gördüğünüz sırada, bunun gerçek olduğunu düşünürsünüz. Üçüncü göz yüzünden pek sıkça meydana gelir bu. Birini uyurken gördünüz mü? Gözleri yukarıya doğru çevrilip üçüncü göze odaklanır.
Bu üçüncü göze odaklanma yüzünden, rüyalarınızı gerçek sanırsınız.; onların gerçek olmadıklarını duyumsayamazsınız. Onlar gerçektirler. Sabah kalktığınız zaman, “rüya görmüşüm” diyebileceksiniz. Ama, bu daha sonra gelen, geçmişe dönük bir kavrayıştır. Rüya gördüğünüz sırada, rüya gördüğünüz gerçeğini kavrayamazsınız. Eğer bu gerçeğin farkına varırsanız, o zaman ortada iki katman vardır: Rüya oradadır, ama uyanıksınız, farkındasınız. Rüyalarda farkındalık içinde olan birisi için şu sutra harikadır: “Rüyaları ve bizzat ölümü yönetin” der. Rüyaların farkında olabilirseniz, rüyaları yaratabilirsiniz. Çoğunlukla yaratamazsınız rüyaları. İnsan ne kudretsiz! Rüyalar yaratamazsınız. Rüya yaratmak elimizden gelmez! Belli bir şeyi rüyanızda görmek isterseniz, onun rüyasını göremezsiniz; elinizde değildir bu. İnsan ne kadar güçsüz! Rüya bile yaratılamıyor. Siz rüyaların kurbanısınız, yaratıcısı değil. Bir rüya meydana gelir sizde, hiçbir şey yapamazsınız. Ne onu durdurabilir ne de yaratabilirsiniz.
Ama, uyku içinde kalbin pranayla dolu olduğunu, her solukta prananın ona dokunduğunu hatırlayarak hareket ederseniz, rüyalarınızın efendisi haline geleceksiniz- ender bulunan bir hakimiyettir bu. Hangi rüyadan hoşlanıyorsanız, onu görebilirsiniz o zaman. Uykuya dalarken yalnızca, “şu rüyayı görmek isterim” deyin; bu rüya size gelir. Uykuya dalarken yalnızca “bu rüyayı görmek istemem” deyin; o rüya kafanıza giremez.
Ancak rüyalarınızın efendisi olmanın ne yararı var? yararsız mı bu? Hayır, yararsız değildir. Bir kez rüyalarınızın efendisi oldunuz mu, asla rüya görmeyeceksiniz. Bu saçmadır. Rüyalarınızın efendisi olduğunuz zaman, rüya görme sona erer; ona gerek yoktur. Rüya görme durunca, uykunuz bütünüyle değişik bir nitelik kazanır; nitelik ölümünkiyle aynıdır.
OSHO

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder