25 Haziran 2016 Cumartesi

Paraklit veya Faraklit (Latince Paracletus Yunanca: παράκλητος Parakletos




Paraclete (Gr. παράκλητος, Lat. paracletus) means advocate or helper. In Christianity, the term paraclete most commonly refers to the Holy Spirit.


Paraklit veya Faraklit (Latince ParacletusYunanca: παράκλητος Parakletos), Kitab-ı Mukaddes'in Yunanca metinlerinde (Yuhanna 14, 16) Kutsal Ruh için beraberinde gelen anlamında kullanılan bir sıfattır.[1]
Paraklit sözcüğü Yuhanna İncili'nin 14:16, 14:26, 15:26 ve 16:7'nci ayetleri ile Yuhanna'nın Birinci Mektubu'nun 2:1 numaralı ayetinde Kutsal Ruh'u anlatmak üzere kullanılmıştır. Sözcük Yeni Ahit'in bazı İngilizce çevirilerinde Tesellici (Comforter) ya da Yardımcı/Tavsiyeci (Advocate) olarak çevrilmiştir. Sözcük Antik Yunancada mahkemede yardım eden kişi anlamında da kullanılmıştır. Kumran Yazıtları ya da Ölü Deniz Tomarları olarak bilinen metinlerde sözcük Gerçeğin Ruhu olarak geçer. Hristiyan inancında Kutsal Ruh Tanrı'nın üç unsurundan birini tanımlamak için kullanılır.

İncil'de Parakletos ile ilgili bölümler

  • Yu 14:15 Beni seviyorsanız, buyruklarımı yerine getirirsiniz.
  • Yu 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim ve O, sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir “Yardımcı”, Gerçeğin Ruhunu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.
  • Yu 14:18 Sizi öksüz bırakmayacağım, size geri döneceğim.
  • Yu 14:19 Az sonra dünya artık beni görmeyecek, ama siz beni göreceksiniz. Ben yaşadığım için siz de yaşayacaksınız. 20O gün anlayacaksınız ki, ben Babamdayım, siz bendesiniz, ben de sizdeyim.
  • Yu 14:21 Kim buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven odur. Beni seveni Babam da sevecektir. Ben de onu seveceğim ve kendimi ona göstereceğim.»
  • Yu 14:22 Yahuda - İskariyot değil - O'na, «Rab, nasıl olur da kendini dünyaya göstermeyip bize göstereceksin?» diye sordu.
  • Yu 14:23 İsa ona şu karşılığı verdi: «Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız.
  • Yu 14:24 Beni sevmeyen, sözlerime uymaz. İşittiğiniz söz benim değil, beni gönderen Baba'nındır.
  • Yu 14:25 Ben daha aranızdayken size bunları söyledim.
  • Yu 14:26 Ama Baba'nın benim adımla göndereceği “Yardımcı”, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak.
  • Yu 14:27 Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın.
  • Yu 14:28 (…) Artık sizinle uzun uzun konuşmayacağım. Çünkü bu dünyanın egemeni geliyor. Onun benim üzerimde hiçbir yetkisi yoktur. Ama dünyanın, Baba'yı sevdiğimi ve Baba'nın bana buyurduğu her şeyi yerine getirdiğimi anlamasını istiyorum. Haydi kalkın, buradan gidelim.[2]

İslam'da Paraklit

Bazı Müslüman alimler Paraklit'in İsa'nın müjdelediği Muhammed olduğunu, yani İncil'deki Paraklit kavramı ile aslında Muhammed'in kastedildiğini iddia ederler.[3] İncil’in Yunanca metninde kullanılan Parakletos, Arapçaya çevrildiğinde iki farklı şekilde okunabilmektedir. Arapça Ahmed sözcüğü "övülmüş" anlamına gelir. Müslüman yazarlar İncil'deki Paraklit'in "övülmüş" anlamındaki Perikletos olabileceğini iddia ederler. Buradan yola çıkarak Muhammed'in İncil'de müjdelendiği sonucuna ulaşırlar. Hıristiyan yazarlar ise Grek alfabesinin Arapça örneğinde olduğu gibi sesli harflerin kullanılmadığı ve kelimelerin farklı okunmasına açık bir dil olmadığını, bu yüzden kelimenin (Parakletos) Muhammed olamayacağını iddia ederler.[4]
İslam'a göre İsa, kendisine gelen vahiyler ile Muhammed'i müjdelemiştir. İslam'da orijinal İncil'in tahrif edildiğine ve bu ayetlerin çıkarıldığına inanılır.[5] Kur'an da İsa'nın Muhammed'i haber verdiği şu ayette belirtilir: "Bir vakit de Meryemin oğlu İsâ şöyle dedi: 'Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın Resulüyüm, önümdeki Tevrat'ın musaddıkı ve benden sonra gelecek bir Resulün müjdecisi olarak geldim ki onun ismi Ahmed'dir'. Sonra o onlara beyyinelerle gelince 'bu apaçık bir sihir' dediler." (Saff: 6)
Bu ayet ile ilgili Muhammed Esed şu yorumda bulunur: "Bu deyim, Ârâmî Mawhamana isminin veya teriminin tam Yunanca karşılığı olan Períklytos'un ("Çok Övülen") bozulmuş şeklidir. (Ârâmî dilinin, İsa zamanında ve ondan yüzyıllar sonra Filistin'de kullanılan ve İncil'in -şimdi ortada bulunmayan- orijinal metinlerinin dili olduğu hatırlanmalıdır.) Períklytos ile Paráklêtos'un fonetik olarak birbirlerine yakınlığı karşısında, çevirmenlerin -yahut, daha büyük bir ihtimalle sonraki tarihlerdeki yazıcıların- bu iki ifadeyi nasıl karıştırdıklarını anlamak kolaylaşır. Hem Ârâmî Mawhamana hem de Yunanca Períklytos'un ikisinin de hamide ("övdü/hamdetti") fiilinden ve hamd ("övgü") isminden türetilmiş olan Son Peygamber'in iki ismi Muhammed ve Ahmed ile aynı anlamı taşımış olmasının önemi büyüktür."[6]
Modern Hıristiyan kaynakları İsa'nın Grekçeyi de çok iyi konuştuğunu belirtir.[7] İncillerin İsa'ya indirilen orijinal İncil olmadığını ve büyük ölçüde sonradan ekleme ve çıkartmalar yapılarak yazılmak suretiyle tahrif edildiğini iddia eden İslam inancı, Paraklit'in kimliğini de günümüz Hıristiyanlığının açıkladığı şekliyle kabul etmemektedir.

        MÜSLÜMANLARIN ÇOK ETKİLENDİĞİ MANİHEİSTLER GNOSTİK KARAKTERLİ BİR DİNDİR!
  Mezhepler tarihçileri, Mecûsîleri “Seneviyye”, Gnostik Mecûsîleri ise “Maneviyye, Maneviler” olarak adlandırmışlardır. Hakîm Mani, farklı dinsel geleneklerin gnostisizmini /irfanını sentezleyen büyük bir eklektikti. Mani, Mecûsîlik ve Hıristiyanlık arasında bir din kurmuştu. Mani, kendi öncülleri olarak Hermes’i, Nuh’un oğlu Sam’ı, Buda’yı, Zerdüşt’ü ve İsa’yı saymıştır. …Maniheizm’e göre evrenin gizemi, Mani’nin ruhsal ikizi olan ‘Paracletos’ tarafından Mani’ye aktarılmış ve o da bu gizemi öğretmekle görevlendirilmiştir. Maniciler; gizeme ulaşmış olan seçkinler (havass) ile avam olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bir tür ruhban sınıfı olan seçkinler, çok zorlu hazırlık dönemlerinden ve çetin inisiyasyon törenlerinden geçirilirdi. Sistemleri birçok yönden İsa öncesi Essenilere benzer. Maniheistlerin ve akidelerinin İslâm gnostiklerinde ve İslam İrfan’ı üzerinde tesiri aşikârdır. 

 
Paraclete comes from the Koine Greek word παράκλητος (paráklētos, that can signify "one who consoles or comforts, one who encourages or uplifts; hence refreshes, and/or one who intercedes on our behalf as an advocate in court").[1] The word for paraclete is passive in form, and etymologically (originally) signified "called to one's side". The active form of the word, parakletor, is not found in the New Testament but is found in Septuagint in Job 16:2 in the plural, and means "comforters", in the saying of Job regarding the "miserable comforters" who failed to rekindle his spirit in his time of distress.
In Classical Greek

The term is not common in non-Jewish texts. The best known use is by Demosthenes:

Citizens of Athens, I do not doubt that you are all pretty well aware that this trial has been the center of keen partisanship and active canvassing, for you saw the people who were accosting and annoying you just now at the casting of lots. But I have to make a request which ought to be granted without asking, that you will all give less weight to private entreaty or personal influence than to the spirit of justice and to the oath which you severally swore when you entered that box. You will reflect that justice and the oath concern yourselves and the commonwealth, whereas the importunity and party spirit of advocates[3] serve the end of those private ambitions which you are convened by the laws to thwart, not to encourage for the advantage of evil-doers. (Demosthenes On the False Embassy 19:1)

Liddell and Scott's Greek-English Lexicon apart from Demosthenes (above) cites also the example of a slave summoned as a help.[4]
In Judaism

Philo speaks several times of "paraclete" advocates[5] primarily in the sense of human intercessors.

The word later went from Hellenistic Jewish writing into rabbinical Hebrew writing. For a summary of rabbinical usage see Jewish Encyclopedia 1914 "Paraclete".

The word is not used in the Septuagint, the word "comforters" being different in Job. Other words are used to translate the Hebrew word מְנַחֵם (mənaḥḥēm "comforter") and Melitz Yosher[6] (מליץ יושר).

In modern Hebrew, the cognate 'praklit' (פרקליט) means 'solicitor' or 'legal counsel', 'praklit ha-mechoz' means district attorney, and 'praklitut ha-medina' the Israeli equivalent of the solicitor-general.
In Christianity

In the Greek New Testament the word is most prominent in the Johannine writings. It appears in the Gospel of John where it may be translated into English as "counselor", "helper", encourager, advocate, or "comforter".[7]

The New Testament Studies peer-reviewed journal, published by Cambridge University Press, describes a “striking similarity” between the defined attributes of what the Paraclete is, and is to do, and what the outcome of Christian prophecy has spoken to, explaining the Paraclete as the post-Passover gift of the Holy Spirit. “The Paraclete represents the Spirit as manifested in a particular way, as a pneumatic Christian speech charisma. Every verb describing the ministry of the Paraclete is directly related to his speech function.”[8]

The early church identified the Paraclete as the Holy Spirit.[9] In first-century Jewish and Christian understanding, the presence of the Holy Spirit is to claim rebirth of prophecy.[8]

During his period as a hermit in the mid 12th century, Peter Abelard dedicated his chapel to the Paraclete because "I had come there as a fugitive and, in the depths of my despair, was granted some comfort by the grace of God."[10]
Scholar interpretations

Raymond Brown (1970)[11][12] supported by Johnston (2005)[13] read that the "another Paraclete" of John 14:16 is in many ways "another Jesus," the Paraclete is the presence of Jesus after Jesus ascends to his Father.[14][15]

Jesus is quoted in the Gospel of Matthew using the verb παρακληθήσονται, paraclethesontai, traditionally interpreted to signify "to be refreshed, encouraged, or comforted". The text may also be translated as vocative as well as the traditional nominative.[16] Then the meaning of 'paraclethesontai', also informative of the meaning of the name, or noun Paraclete, implicates 'are going to summon' or 'will be breaking off'... The Paraclete may thus mean 'the summoner' or 'the one, who, or that which makes free'.[17]

In John 14:16, Jesus is quoted saying "another Paraclete" will come to help his disciples, implying Jesus is the first and primary Paraclete.[14]
Paraclete first appearing in gospel

Here is the context of the passage in John (14:15-27), with the translation of Paraclete as Advocate shown in bold:

15 “If you love me, keep my commands. 16 And I will ask the Father, and he will give you another Advocate to help you and be with you forever— 17 the Spirit of truth.[8] The world cannot accept him, because it neither sees him nor knows him. But you know him, for he lives with you and will be in you.[8] 18 I will not leave you as orphans; I will come to you.[14] 19 Before long, the world will not see me anymore, but you will see me. Because I live, you also will live. 20 On that day you will realize that I am in my Father, and you are in me, and I am in you.[8][14] 21 Whoever has my commands and keeps them is the one who loves me. The one who loves me will be loved by my Father, and I too will love them and show myself to them.”

22 Then Judas (not Judas Iscariot) said, “But, Lord, why do you intend to show yourself to us and not to the world?”

23 Jesus replied, “Anyone who loves me will obey my teaching. My Father will love them, and we will come to them and make our home with them.[8][14] 24 Anyone who does not love me will not obey my teaching. These words you hear are not my own; they belong to the Father who sent me.

25 “All this I have spoken while still with you. 26 But the Advocate, the Holy Spirit,[8] whom the Father will send in my name,[14] will teach you all things and will remind you of everything I have said to you. 27 Peace I leave with you; my peace I give you. I do not give to you as the world gives. Do not let your hearts be troubled and do not be afraid.[8][14]

In Islam

Many Muslim writers have argued that “another Paraclete” (John 14:16)—the first being Jesus—refers to Muhammad. This claim is based on the Quran verse from Surah 61 verse 6. The earliest scholar is probably Ibn Ishaq (died 767), who Islamic tradition states was the grandson of a Christian.[18] Others who interpreted the paraclete as a reference to Muhammad include Ibn Taymiyyah, Ibn Kathir, Al-Qurtubi, Rahmatullah Kairanawi (1818-1891), and contemporary Muslim scholars such as Martin Lings.[19][20]

Here are two translations of the passage in Surat 61 verse 6:

"And [mention] when Jesus, the son of Mary, said, "O children of Israel, indeed I am the messenger of Allah to you confirming what came before me of the Torah and bringing good tidings of a messenger to come after me, whose name is Ahmad." But when he came to them with clear evidences, they said, "This is obvious magic."

- Sahih International

"And when Jesus, son of Mary, said: "O children of Israel, I am God's messenger to you, authenticating what is present with me of the Torah and bringing good news of a messenger to come after me whose name will be acclaimed." But when he showed them the clear proofs, they said: "This is clearly magic."

- Modern Literal Translation

Regarding Ibn Ishaq's biography of Muhammad, the Sirat Rasul Allah, Islamic scholar Alfred Guillaume wrote:

"Coming back to the term “Ahmad,” Muslims have suggested that Ahmad is the translation of periklutos, celebrated or the Praised One, which is a corruption of parakletos, the Paraclete of John XIV, XV and XVI."[21]

A few Muslim commentators, such as David Benjamin Keldani (1928), have argued the theory that the original Greek word used was periklytos, meaning famed, illustrious, or praiseworthy, rendered in Arabic as Ahmad (another name of Muhammad), and that this was substituted by Christians with parakletos.[22][23]

Regarding what the original Greek term was, according to A. Guthrie and E. F. F. Bishop:

"Early translators knew nothing about the surmised reading of periklutos for parakletos, and its possible rendering as Ahmad …. Periklutos does not come into the picture as far as Ibn Ishaq and Ibn Hisham are concerned. The deception is not theirs. The opportunity to introduce Ahmad was not accepted - though it is highly improbable that they were aware of it being a possible rendering of Periklutos. It would have clinched the argument to have followed the Johannine references with a Quranic quotation.”[24][25]

"Once more, if we omit the phrase, ‘bearing the name Ahmad,’ and regard Muhammad as still drawing lessons from previous history, the dubious passage might refer to what happened at Pentecost, and other incidents recorded in the earlier chapters of the Acts. With the absence of any claim on this passage either by Ibn Ishaq or Ibn Hisham, may we go further and suggest that the two Arabic words rendered by Dr. Bell, ‘bearing the name Ahmad,’ are an interpolation to be dated after the death of Muhammad.”[25][26] ( emphasis in original )

According to Muslim missionary Ahmed Deedat, all the biblical references to the Paraclete fit Muhammad more accurately than the Holy Spirit. For example, Deedat mentions that 16:7 of the Gospel of John states that the Paraclete will only arrive once Jesus has departed; however, Deedat notes that the Holy Spirit is mentioned in the Bible as having been present numerous times even before the departure of Jesus. 
Paraklit veya Faraklit (Yunanca: Parakletos), Hristiyanlık'taki Kutsal Ruh'un, Kitab-ı Mukaddes'in bazı Yunanca tefsirlerinde bazı bölümlerde kullanılan adı. Bununla beraber güncel tefsirlerde Kutsal Ruh ve Gerçeğin Ruhu tabirleri kullanılır.

Paraklit sözcüğü Yuhanna İncili'nin 14:16, 14:26, 15:26 ve 16:7'inci ayetleri ile Yuhanna'nın Birinci Mektubu'nun 2:1 no'lu ayetinde Kutsal Ruh'u anlatmak üzere kullanılmıştır. Sözcük Yeni Antlaşma'nın bazı İngilizce çevirilerinde Tesellici (Comforter) ya da Yardımcı / Tavsiyeci (Advocate) olarak çevrilmiştir. Sözcük antik Yunanca'da mahkemede yardım eden kişi anlamında da kullanılmıştır. Kumran Yazıtları ya da Ölü Deniz Tomarları olarak bilinen metinlerde sözcük Gerçeğin Ruhu olarak geçer.(VİKİPEDİ ansiklopedisi).

Cevap 2:

İslamî görüşlere göre Paraklit ismi ile İslam Peygamberi Muhammed (asv) kastedilmektedir.
Yunanca Parakletos kelimesi en basit anlamıyla "Yardımcı" demektir. Yine Yunanca bir kelime olan Periklutos ise "övülmüş" (İngilizce: praised one) anlamına gelmektedir. İslam Peygamberi Muhammed (asv)'in isimlerinden biri olan Ahmed de "övülmüş" anlamına gelmektedir. Bu nedenle bazı İslam alimlerince Parakletos sözcüğünün Periklutos ile aynı sözcüktür ve Ahmed ile anlam olarak örtüşmektedir(a.g.e; ayrıca bk. Alusî, XXVIII/86-88; Elmalılı Hamdi Yazır, VIII/12-17).

Yuhanna İncil'inden bir âyet:

“Mesih: ‘Ben, benim ve sizin Rabb’inize gidiyorum. Ta ki size Tevil’i getirecek olan Faraklit’i göndersin’ dedi.”

Faraklit, hakkın ruhu, hak ile bâtılı birbirinden tamamen ayıran mânâlarına gelir. Evet Allah Resûlü (asm), hakkın ruhudur. Çünkü ölü kalbler ancak O’nun (asm) getirdiği hak ile hayat bulmuştur. O insanların hidayete ermesi için kendini feda edercesine bir mücadele vermiştir ki; hak ile bâtılın birbirinden ayrılması, ancak böyle bir mücâdele ve mücâhede sonucu vuku bulmuştur. İşte Hz. Mesih’in haber verdiği bir Faraklit gelmiştir. O da Allah’ın (cc) son elçisi İki Cihan Güneşi Hz. Muhammed (asv)’dir.

Yuhanna İncili bab: 14. âyet 15 ve 16 da şöyle deniyor:

“Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi tutarsınız. Ben Rabb’e yalvaracağım ve O size başka bir tesellici, hakikat ruhunu (Faraklit) verecektir; tâ ki daima sizinle beraber olsun.”

Şimdi de sırasıyla şu âyetlere bakalım:

“Faraklit, öyle bir Ruhu’l-Kudüs’tür ki, Rabb O’nu benim ismimle (yani peygamber olarak) gönderecektir. O size her şeyi öğretecek ve benim size söylediklerimi de tekrar hatırlatacaktır.” (Yuhanna, Bab: 14, Âyet 26).

“Faraklit geldiğinde benim için şahitlik edecektir ve siz de bana şahitlik edersiniz.” (Yuhanna, Bab: 15, Âyet, 26-27).

“Faraklit geldiğinde bütün âlemi, hataları sebebiyle kınar ve onları terbiye eder.” (Yuhanna, Bab: 16, Âyet, 8).

“Bununla beraber ben size hakikati söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır, çünkü, gitmezsem, Tesellici size gelmez; fakat gidersem, onu size gönderirim. Ve o geldiği zaman, günah için, salâh için, ve hüküm için dünyayı ilzam edecektir. Günah için; çünkü bana iman etmezler. Salah için; çünkü Babama gidiyorum, ve artık beni göremezsiniz. Ve hüküm için; çünkü bu dünyanın reisinde hükmedilmiştir. Size söyleyecek daha çok şeylerim var; fakat şimdi dayanamazsınız. Fakat o, hakikat Ruhu, gelince, size her hakikate yol gösterecek; zira kendiliğinden söylemeyecektir; fakat her ne işitirse söyleyecek; ve gelecek şeyleri size bildirecektir.”(Yuhanna, 16/7-13).

Yuhanna’nın bu ayetlerinde “Faraklit/Paraklit” kelimesi, "Tesellici, Hakikat Ruhu ve Ruhü’l-Kudüs" olarak tercüme edilmiştir. Bu son ayetler Necm Suresinin üçüncü ve dördüncü ayetleriyle tamamen örtüşmektedir:

“O, kendi arzusuna göre konuşmaz. Onun konuşması, (Allah tarafından) kendisine vahiy edilen bir vahiyden başka bir şey değildir.”

Yuhanna Arapça tercümesinde de Türkçedeki ifadelerin aynısı kullanılmıştır.(bk. İncilu Yuhanna, el-Eshahu’r-rabi aşer: 16, 26; el-Eshahu’l-hamis aşer: 26; el-Eshahu’s-sadis aşer: 7-8).

“Fakat benim ismimle Babamın göndereceği tesellici, Ruhu’l-Kudüs”(14/26) ifadesinin Arapça versiyonu “ve emma el muazzî er-Ruhu’ellezi yursiluhu ebi bi ismî”; İngilizce’deki versiyonunda ise, “But the Hepler, the Holy Spirit, whom tehe Father will send in My name” şeklindedir.(Benim ismimle, benim adıma..).

Türkçedeki “Tesellici” kelimesi yerine, İngilizce tercümesinde, “Hepler = yardımcı”, Arapça’sında ise, “Muazzî = Tesellici) kelimesi kullanılmıştır.

“Ben Babaya yalvaracağım” cümlesi, Arapça’sında “Atlubu minel ebi = Babadan isteyeceğim”; İngilizce’sinde ise “ I Will pray Thr father” şeklindedir (yalvarmak, istemek, dua etmek). Görüldüğü gibi , üç tercüme arasında çok küçük nüanslardan başka bir fark yoktur.

Cevap 3:

Kur'an'a göre Hz. Muhammed (asv)'in gelişi Tevrat ve İncillerde müjdelenmiştir:

"Bir vakit Meryem oğlu İsâ şöyle dedi: 'Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın Resulüyüm, önümdeki Tevratın doğrulayıcısı ve benden sonra gelecek bir Resulün müjdecisi olarak geldim ki onun ismi Ahmed'dir'. Sonra o onlara açık delillerle gelince 'Bu apaçık bir sihir.' dediler." (Saff, 61/6)

Bu âyette "Benden sonra gelecek" ve "Onun adı Ahmed'dir" cümlelerine özellikle vurgu yapılmış ve müjdenin doğruluğuna dair tevafuk penceresinden belgeler gösterilmiştir.
Şöyle ki:

a. "Benden sonra gelecek" anlamındaki "Ye'tî min b'adî" ifadesinin kelime ve harfleriyle birlikte ebced değeri: 611'dir. Ki bu tarih Hz. Muhammed (asv)'in peygamber olduğu tarihtir. Bu tevafuk âyetin manasını pekiştirecek ve o cümlenin kullanılmasının hikmetini ortaya koyacak mahiyettedir.

b. İkinci vurgulu cümle olan "Onun adı Ahmed'dir" mealindeki ifadenin ayetteki Arapça metninde yer alan ilk kelime "ismuhu"nun ebced değeri, 106= 2x53'tür. İkinci kelime "Ahmed"in ebced değeri ise, 53'tür. Demek ki bu ayette bir taraftan Hz. Muhammed (asv)'in risalet tarihine, diğer taraftan onun Ahmed ismine dikkat çekilmiştir.

c. Ebced değeri 53 olan ve miladî 611'de peygamber olan Hz. Ahmed (asm)'in söz konusu yapıldığı bu ayet, Kur'an'daki sırası itibariyle de aynı rakamlara işaret etmektedir. Çünkü, bu ayet Kur'an'ın 5169. ayetidir. Bu sayıdan Hz. Peygamber (asm)'in risalet tarihi olan ve "Benden sonra gelecek" cümlesinin de ebced değeri olan 611'i çıkardığımızda, geriye 4558 rakamı kalır ki, bu sayı "Ahmed" isminin ebced değeri olan 53'ün 86 katıdır. 86 sayısı ise, ayette yer alan "benden sonra" ifadesinin Arapçası olan "Ba'dî" kelimesinin ebced değeri olduğu gibi, Hz. Ahmed (asm)'in peygamberlik müddeti (23) ile vefat ettiği zaman ki yaşı (63)nı göstermektedir.

d. Elmalılı Hamdi Yazır, Fatih kütüphanesinde bu mesele ile ilgili bir eser gördüğünü, orada bir papazın İncillerdeki "Faraklit" müjdelerinin, Kur'an'ın bu âyetinde haber verilen "Benden sonra gelecek Ahmed isminde bir peygamberi müjdeleyeci olarakç..." şeklindeki müjdesi olduğuna kanaat getirerek Müslüman olduğunu ve bu hususa dair bir risale yazdığını belirten ifadelere rastladığını söylemiştir.(bk. Yazır, , VIII /16).

e. Bediüzzaman Said Nursi de Hz. İsa (as)'ın bu müjdesine dikkat çekmekte ve diğer peygamberlerden daha çok Hz. Muhammed (asv) ile ilgilenmesinin, diğer bazı peygamberlerin Hz. Muhammed (asv)’le ilgili olarak normal bir takım haberler vermelerine karşılık, Hz. İsa (as)'ın çok kuvvetli bir tarzda "Müjde" şeklinde ondan (asm) söz etmesinin hikmetini -mealeln- şöyle açıklamaktadır:

"Her şeyden önce, Hz. Muhammed (a.s), Hz. İsa (a.s)'yı, Yahudilerin dehşet verici tekzip ve iftiralarından, onun dinini müthiş tahrifattan kurtarmıştır. Bununla beraber, Hz. İsa (a.s)'yı peygamber olarak tanımayan İsrailoğullarının bir takım zorlukları ihtiva eden şeriatlerine karşılık, Hz. Muhammed (asv)'in getirdiği şeriatın hükümleri kolay, evrensel ve Hz. İsa (a.s)'nın getirdiği şeriatın prensiplerini de tamamlayacak mahiyettedir. İşte bu sebepledir ki, O çok defa "Alemin reisi geliyor" diye müjde vermiştir."( bk. Nursi, Muktubat, 171).

Cevap 4:
Tevrat ve İncil aslen vahiydir. Ancak değişik nedenlerden dolayı bu ilahi kitaplara ilaveler ve çıkarmalar olmuştur. Ayrıca değiştirmeler de yapılmıştır. Ancak "Göl yerinde su eksik olmaz." kabilinden Son Peygamberden bahseden bazı cümleler, kelimeler de kalmıştır.

Bu konuda yapılan en detaylı inceleme Hüseyin-i Cisriye aittir. Hicri 1261-1327 yılları arasında yaşayan ve anne ile babası Ehl-i beytten olan bu Suriyeli alim, söz konusu mukaddes kitaplardan Efendimiz (asm) ile Alakalı 114 işaret çıkartmış ve bunları Türkçeye de çevrilen Risale-i Hamidiyye'sinde neşretmiştir.
Eski mukaddes metinler arasında en çok tahrif edilmiş olma özelliğini taşıyan Tevratta bile, Peygamberimize (asm.) ait şu işaretler vardır:

“O, iki binici gördü, biri merkep üzerinde, diğeri deve üzerindeki binicilerdi. O, dikkatle dinledi.” (İşaya xxı, 7)

Burada peygamber İşaya tarafından bildirilen iki biniciden merkep üzerinde olanı Hz. İsa(as)'dır. Çünkü İsa peygamber, Kudüse bir merkep üzerinde girmiştir. Deve üzerinde olan kişiyle de, Peygamber Efendimize (asm) İşaret edildiği açıktır. Efendimiz (asm) Medine'ye girişte devesinin üstündeydi.

Ayrıca İncil tercümelerinde faraklit veya paraklit (perikletos) kelimeleri aynen muhafaza edilirken, yakın zamanlarda basılmış olan İncil tercümelerinde bu kelime değiştirilerek Arapça tercümelerinde “muazzi”, Türkçe tercümelerinde ise “teselli edici” şeklinde verilmiştir.

Hazreti Şuayb (as)'ın suhufunda, Efendimizin (asm) ismi Müşeffeh şeklinde geçer ki, kelime olarak tam karşılığı “Muhammed” dir. Tevrat'ta geçen "Münhemenna" isminin karşılığı da, yine Muhammed'dir. (bilindiği gibi Muhammed kelimesinin lügat karşılığı da, “tekrar tekrar methedilmiş” şeklindedir.)

Bunların dışında, Efendimizin (asm) ismi, Tevrat'ta çoklukla “Ahyed”, İncilde ise, ”Ahmet” olarak geçmektedir. (bk. Kenzu’l-ummal, h. no: 1021; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 108, 112; Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1/35)

Bilgi için bk. Doğu Kutsal Metinlerinde Hz. Muhammed (Zerdüşt, Hindu, Budist), A. H. Vidyarthi; Çeviren: Kemal Karataş, İnsan Yayınları; İstanbul, 1997; Hüseyin Cisri, Risaletü'l-Hamidiye fi hakikati'd-Diyaneti'l-İslamiye ve Hakkiytü'ş-Şeriatü'l-Muhammediye..)
Kur'an'ın dışındaki mukaddes kitaplara, zamanla insan elinin karıştığı hâlde, Peygamber Efendimiz (asm.)'in bu mukaddes kitapların değişik nüshalarında yer alan isim ve sıfatlarında, büyük bir benzerlik mevcuttur.

Kur'an-ı Kerim, Cenab-ı Hakk'ın zaman zaman tebliğciler veya peygamberler gönderdiğini ve onlara vahiy suretiyle kanunlar, emirler veya kitaplar indirdiğini bildirir. Kur'an, bu ifadeye bağlı olarak Hz. İbrahim (as)' in sahifelerinden, Hz. Musa (as)'a gönderilen Tevrat'tan, Hz. Davut (as)'a indirilen Zebur'dan ve nihayet Hz. İsa (as)'a gönderilen İncil'den bahseder. Kur'an'da beyan edilen “zuhuru'l-evvelin”, yani “eskilerin kitapları” şeklindeki ifade ise, Zerdüştler veya Brahmanların bazı kitaplarına (kesin olmasa bile) işaret eder denilebilir.

Eski İran Mukaddes Metinlerindeki İşaretler:

İran dini, Hindu dininden sonra dünyanın en eski diniydi. Mukaddes yazıları, desatir ve zend-avesta adını taşıyan iki kaynakta toplanıyordu. Bunlardan Desatir numara 14'de, İslam dinine ait bazı prensipler dile getiriliyor ve Efendimizin (asm.) geleceğine dair şu ifadeler yer alıyordu:

“İranlıların ahlak seviyesi düştüğünde, Arabistanda bir nur doğacaktır. Takipçileri onun tahtını, dinini ve her şeyini yükseltecektir. Bir bina inşa edilmişti (Kâbe'ye işaret ediyor) ve onun içinde, ortadan kaldırılacak pek çok putlar bulunmaktaydı. hâlk, yüzünü ona doğru dönüp ibadet edecektir. Takipçileri, İran, Taus ve Belh şehirlerini alacak ve İranın pek çok akıllı adamı, onun takipçilerine katılacaktır.”

Yukarıdaki satırlardan açıkça anlaşıldığı gibi, asırlar sonra doğacak İslam güneşi ve onun yüce Peygamberi (asv), son derece net bir şekilde tarif edilmiştir. Ve bu Peygamberin (a.s.m), “ziyadesiyle övülmüş”, “Ahmet” ve “alemlere rahmet” unvanlarıyla, putları kaldıracak birinin olduğu yazılıdır.

Bu kitabın hâlen mevcut olan kısımlarından Yasht 13 ün 129. bölümünde, aynı hakikatler bir daha dile getirilir ve putları kıracak olan zattan, “herkese ve âlemlere rahmet” ismiyle bahsedilir. Bilindiği gibi efendimizin bir ismi de, rahmeten-lil-alemin (alemlere rahmet olan) şeklindedir.

Hind Mukaddes Metinlerindeki İşaretler:

Paru 8, Khand 8, Adhya 8 ve Shalok 5-8 gibi Hind mukaddes metinlerinde, Efendimizden (a.s.m) şöyle bahsedilmektedir:

“Arkadaşlarıyla birlikte bir mellacha (yabancı dil konuşan veya yabancı bir ülkenin mensubu) olan ruhi bir terbiyeci gelecek ve ismi Muhammed olacaktır. Onun gelişinden sonra raja, pencap ve ganj nehirlerinde yıkanır... Ona der ey sen! Beşeriyetin iftiharı, arap ülkesinin sakini, şeytanı öldürmek için büyük bir güç topladın.” (Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Kur'an-ı Kerim Tefsiri)

Yukarıdaki ifadede Efendimizin (asm.) has isminin aynen belirtilmiş olması, son derece dikkat çekicidir. Aynı satırlarda geçen “beşeriyetin iftiharı” kelimeleri ise, Peygamberimiz (asm)'in "fahr-i âlem" şeklindeki ismiyle aynı manadadır.

Buda (gautama buddha) kendisinin ölümünden sonra dünyayı şereflendirecek olan bir yüce kişiden bahseder. Palice lisanında adı “matteya”, Sanskritçede “maitreya”, Burmacada ise “armidia” olarak geçen bu kişi müşfik ve iyi kalpli olup, insanları doğru yola çağıracaktır. Budanın çok önceden vermiş olduğu bu haberde geçen isimlerin manası da, ”rahmet” demektir. Bilindiği gibi Peygamberimiz için, Kur'an'da Enbiya Suresi'nin 107. Ayetinde,

“Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.” buyurulmaktadır.

Bu yazmalardan birinde, şu ifade geçer:

“Buda şöyle dedi. Ben dünyaya gelen ilk buda (yol gösterici) değilim, son da olmayacağım. Belli bir zamanda dünyaya bir başka kişi gelecektir. O da kutsi, aydınlanmış ve idarede fevkalade kabiliyetli olan biridir. O benim size öğretmiş olduğum aynı ebedi gerçekleri öğretecektir... Ananda sordu: o nasıl bilinecek? Buda cevapladı: o, maitreya (rahmet) olarak bilinecek.”

Pali ve sanskrit yazılı metinlerinde, ileride gelecek olan o yüce kişinin isimleri Maho, Maha ve Metta olarak geçer. Bu isimlerden ilk ikisi, “yüce aydınlatıcı” sonuncusu ise “inayetli” manasına gelir ki, bunlardan her ikisi de peygamberimizin sıfatlarıdır. Zaten dikkat edilecek olursa, başka kutsi metinlerde geçen Efendimiz (asv)'in has ismini gösteren Mohamet veya Mahamet adının, Maha ve Moha kelimelerinden teşekkül ettiği açıkça görülecektir.

Araştırmamızı, şimdi de Tevrat, İncil ve Zebur üzerinde sürdürelim. Bu konuda yapılan en detaylı inceleme Hüseyin-i Cisri'ye aittir. Hicri 1261-1327 yılları arasında yaşayan ve anne ile babası ehlibeyit'ten olan bu Suriye'li alim, söz konusu mukaddes kitaplardan Efendimiz (asm) ile alakalı 114 işaret çıkartmış ve bunları Türkçe'ye de çevrilen Risale-i Hamidiyye'sinde neşretmiştir.

Eski mukaddes metinler arasında en çok tahrif edilmiş olma özelliğini taşıyan Tevrat'ta bile, Peygamberimize (asm.) ait şu işaretler vardır:

“O, iki binici gördü, biri merkep üzerinde, diğeri deve üzerindeki binicilerdi. O, dikkatle dinledi.” (İşaya XXI/7)

Burada peygamber İşaya tarafından bildirilen iki biniciden merkep üzerinde olanı Hz. İsa dır (a.s.). Çünkü İsa peygamber, Kudüs'e bir merkep üzerinde girmiştir. Deve üzerinde olan kişiyle de, Peygamber Efendimize (asm) İşaret edildiği açıktır. Efendimiz (asv) Medine'ye girişte devesinin üstündeydi.

Yeri gelmişken şunu da belirtelim ki, İncil tercümelerinde faraklit veya paraklit (perikletos) kelimeleri aynen muhafaza edilirken, yakın zamanlarda basılmış olan İncil tercümelerinde bu kelime değiştirilerek Arapça tercümelerinde “muazzi”, Türkçe tercümelerinde ise “teselli edici” şeklinde verilmiştir.

Hazreti Şuayb (asv)'ın suhufunda, Efendimiz (asv)'in ismi Müşeffeh şeklinde geçer ki, kelime olarak tam karşılığı “Muhammed”dir. Tevrat'ta geçen Münhemenna isminin karşılığı da, yine Muhammed'dir. (Bilindiği gibi Muhammed kelimesinin lügat karşılığı da, “tekrar tekrar methedilmiş” şeklindedir.) Bunların dışında, Efendimizin (asm) İsmi, Tevrat'ta çoklukla “Ahyed”, İncil'de ise, ”Ahmet” olarak geçmektedir.

Konumuzu, bir hadis-i şerifle noktalıyoruz.

“Benim ismim Kur'an'da Muhammed, İncilde Ahmet, Tevratta ise Ahyeddir.”

(bk. Doğu Kutsal Metinlerinde Hz. Muhammed (Zerdüşt, Hindu, Budist), A. H. Vidyarthi; Çeviren: Kemal Karataş, İnsan Yayınları; İstanbul, 1997)
1 - https://tr.wikipedia.org/wiki/Paraklit
2 - http://m.sorularlaislamiyet.com/index.php?oku=183343

24 Haziran 2016 Cuma

Sihirli Sayılar ve Mükemmel Eşitlikler


KURAN'IN MATEMATİKSEL MUCİZESİ?
mükemmel,
nesnel ve evrensel,
inkarcılar için bir fitne,
erdemlilerin inancını çelikleştiren,
hristiyan ve yahudilerin kuşkusunu kaldıran,
ikiyüzlülere görülmeyen,
insanlığa bir uyarı,
ve geride kalanlarla ilerleyenleri ayırdeden
büyük mucizelerden biri (74:28)
Ve de ki: Allah'a hamd olsun. O size ayetlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan gafil değil (27:93).
Biz, onlara, ufuklarda ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki onun gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi? (41:53)
27:93 ayeti, Kuran'ın vahyinden sonra, Allah'ın belirleyeceği bir zamanda önemli işaretlerin zuhur edeceğini, 41:53 ayeti ise, gerek ufuklarda ve gerekse insanlık alemi içinde "Zikrin" hak olduğunu kanıtlayacak işaretlerin açığa çıkacağını bildirir. 10:20 ayetinde ise Kuran'ın mucizesinin ileride ortaya çıkacağı anlatılır.
Sayısal Harmoni
1969 yılında, Kuran'da bir matematiksel sistemin varolduğuna dair ilk işaretleri aldık:
  • "Ay" (Şehr) kelimesi Kuran boyunca 12 kez geçer.
  • "Gün" (Yevm) kelimesi 365 kez geçer.
  • "Günler" (Eyyam ve Yevmeyn) 30 kez geçer.
  • "Şeytan" ve "Melek" kelimeleri eşit sayıda 88'er kez geçer.
  • "Dünya" ve "Ahiret" kelimeleri eşit sayıda 115'er kez geçer.
  • "İman" ve "Küfr" kelimeleri eşit sayıda 25'er kez geçer.
  • "Adalet" (Qıst) ve "Zulüm" kelimeleri 15'er kez geçer.
  • "Güneş" (Şems) ve "Işık" (Nur) kelimeleri 33'er kez geçer.
  • Allah'ın "De" (Qul) hitabı ile, melekler, insanlar ve cinler için kullanılan "Dediler" (Qalu) kelimesi eşit sayıda 332'şer kere geçer. (21:112 ayetinin ilk kelimesi "Qale" değil, "Qul" dür. Bazı Kuran nüshalarında yanlışlıkla "Qale" (dedi) biçiminde yazılmıştır.)
Bu matematiksel gerçekleri, Fuad Abdülbakinin ünlü Kuran fihristi olan "El Mucemül Müfehres Li Elfazil Quranil Kerim" ile kontrol edebilirsiniz.
Gizlenen Mucize
19 sayısı, Kuran'ın 74. suresinde sözü edilmesine rağmen Kuran'ın inişinden tam 1406 (19x74) kameri sene boyunca Kuran'ın matematiksel yapısının bir kodu olarak gizli kaldı. 1974 yılında biyokimya doktoru Reşad Halife tarafından bilgisayar analizleri sonucunda sonucu keşfedildi. 19 kodunun "Gizlenmiş Sır" adlı 74. surede sözü edildiğini düşündüğümüzde keşif zamanının bu iki sayının yanyana konması veya birbiriyle çarpılması sonucu elde edilen yıllara denk gelmesi ilgi çekicidir. Buna benzer daha nice ilginç işaretler, bu önemli olayın tamamen Allah'ın takdiriyle şu zamanımızda ortaya çıkarıldığını gösteriyor.
Peşinden bir çok gelişmeyi ve tartışmayı da getiren bu ilahi mesajın kısa bir özetini sunacağım. Bu mucizenin ifşası ile birlikte Tanrı, hurafe ve hikayelerle dejenere edilen ve uydurma hadislerle ilkel bir Arap dini haline sokulan İslam dininin yeniden orijinal haline döndürüleceği, son peygamber Muhammed'in tebliğ ettiği gerçeklerin tekrar aynı tazelikte dünya halklarına iletileceği bir rönesans hareketini başlatmış bulunuyor. Kuran'ın "büyüklerden biri" olarak tanımladığı mucizenin kısa bir özetini sunalım:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın İsmiyle
  1. Ey gizlenen
  2. Kalk ve uyar
  3. Rabbini yücelt
  4. Örtülerini temizle
  5. Pislikten sakın
  6. İhtiraslı olma.
  7. Rabbin için sabret.
  8. O Sur'a üfürüldüğü an
  9. İşte o gün çetin bir gündür.
  10. Kafirler için kolay değil.
  11. Yarattığım şu adamı benimle başbaşa bırak.
  12. Ona bol mal verdim
  13. Göz önünde oğullar verdim
  14. Kendisine bol bol bağışta bulundum.
  15. O hala, hırs ile daha da arttırmamı bekliyor.
  16. Hayır, o ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
  17. Onu sarp bir yokuşa süreceğim.
  18. O düşündü, ölçtü biçti.
  19. Kahrolası ne kötü ölçtü.
  20. Sonra kahrolası ne kötü ölçtü.
  21. Sonra (Kuran'a) baktı.
  22. Sonra kaşlarını çattı.
  23. Sonra arkasını döndü, büyüklük tasladı.
  24. 'Bu' dedi, 'etki eden bir sihirden başka bir şey değil.'
  25. 'Bu sadece bir insan sözüdür.'
  26. Onu sakar'a atacağım.
  27. Sakar'ın ne olduğunu bilir misin?
  28. Tam ve mükemmel,
  29. İnsanlar için açık levhalardır (ekranlardır).
  30. (Sakar'ın veya levhaların) üzerinde ondokuz vardır.
  31. Ateşin bekçilerini hep melekler kılmışızdır. Onların sayısını da inkar edenler için bir fitne yaptık. Kendilerine kitap verilmiş olanlar iyice inansın, inananların imanını arttırsın. Kitap verilmiş olanlar ve müminler kuşkuya düşmesinler. Kalplerinde maraz bulunanlar ve kafirler de: 'Allah bununla neyi örnek vermek istedi?' desinler. Böylece Allah dilediğini sapıklığa sokar, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu (19 sayısı) insanlara bir uyarıdır.
  32. Andolsun ay'a,
  33. Geçtiği vakit geceye,
  34. Ve açtığı vakit sabaha
  35. Ki o, en büyük (mucize)lerdendir.
  36. İnsanlığa bir uyarıdır.
  37. İleri gitmek, ya da geride kalmak dileyenleriniz için...
19 Kodlu Matematiksel Sistemin Bazı Örnekleri
  • Kuran'ın ilk ayeti Besmele 19 harftir.
  • Kuran 114 (19x6) sureden oluşur.
  • Kuran'da, numarasız Besmeleler dahil 6346(19x334) ayet vardır. Bu sayının rakamları 6+3+4+6= 19 'dur.
  • İlk vahyedilen 96. sure sondan 19. suredir.
  • Besmele, 9. surenin başında bulunmaz; fakat bu kayıp Besmele 19 sure sonra, iki Besmele'ye sahip 27. surenin 30. ayetinde tamamlanır. Böylece Kuran'daki Besmele tekrarları 114 (19x6) olmaktadır.
  • Kayıp Besmele'yi tamamlayan Besmele'nin sure ve ayet numaralarının toplamı 19'un katıdır. 27+30=57
  • Besmele'deki her kelimenin Kuran boyunca tekrarlanma sayıları hep 19'un katlarıdır:
    İsim19 kere19 x 1
    Allah2698 kere19 x 142
    Rahman57 kere19 x 3
    Rahim114 kere19 x 6
Dikkat ederseniz çarpım faktörlerinin toplamı olan 152 sayısı da 19x8 dir.
  • Kuran'da, yüzün üzerinde isim ve sıfat Allah için kullanılır. Bunlardan sadece 4 tanesinin sayısal (ebced) değeri 19'un tam katıdır ve bunların hepsi Besmele'deki kelimelerin tekrar sayılarına denk gelmektedir:
    Vahid (Tek) 19
    Zulfadlil Aziym (Büyük lütuf sahibi) 2698
    Mecid (Yüce) 57
    Cami (Toplayan ve yayan) 114
  • "Allah" kelimesinin geçtiği tüm ayetlerin numarasını tekrarsız olarak toplarsanız, toplam: 118123 (19x6217).
  • Son kelimesi "Allah" olan biricik sure 82. sure olup "Allah" kelimesi 19. ayettedir. Ve bu, sondan 19. "Allah" kelimesidir. Bu sure 19 ayete sahip ilk suredir.
  • Başlangıç harfli ilk surenin 2:1 ayetiyle başlangıç harfli son sure, 68:1 arasında 5263 (19x277) ayet vardır.
  • Bu iki sure arasında yer alan grupta 38 adet başlangıç harfsiz sure mevcuttur.
  • Yine bu grupta başlangıç harfli ve başlangıç harfsiz surelerin 19 değişen grubu vardır.
  • Bu grupta, "Allah" sözcüğü 2641 (19x139) kez geçer.
  • Bu grubun dışında kalan surelerdeki 57 "Allah" kelimesinin ayet ve sure numaraları tekrarsız olarak toplandığında 2432 (19x128) elde edilir.
  • Başlangıç harf kombinezonlarının 19 tanesi bağımsız birer ayettir.
  • Allah için kullanılan "Wahdehu" kelimesinin ayet ve sure numaralarını (7:70; 39:45; 40:12; 60:4) tekrarsız olarak toplarsanız sonuç 361 (19x19) dir.
  • Kuran'da geçen tüm tam sayıları tekrarsız olarak toplayınız. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 19, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 99, 100, 200, 300, 1000, 2000, 3000, 5000, 50000, 100000. Bu 30 tam sayının toplamı 162146 (19x8534) dir.
  • Kuran, bu 30 tam sayıya ek olarak 8 kesirli sayı içerir: 1/10, 1/8, 1/6, 1/5, 1/4, 1/3, 1/2, 2/3. Demek ki, 30 tanesi tam sayı ve 8 tanesi kesirli sayı olmak üzere Kuran'da 38 (19x2) adet sayı bulunur.
  • Her suredeki ayetlerin toplam sayısından sonra o suredeki ayetlerin numaralarını tek tek yanyana yazarak Kuran boyunca bunu sürdürürsek elde edeceğimiz 12692 rakamlı uzun sayı 19'un tam katıdır. Rakamların sayısı olan 12692 sayısı da 19'un tam katıdır.
  • Kuran'ın ilk suresi Açılış'ın yapısındaki matematiksel sisteme bir kaç örnek verelim. Sure numarası olan 1 rakamından sonra ayetlerinin numarasını sırasıyla yanyana koyarak elde edeceğiniz 11234567 sayısı 19' un tam katıdır. Ayet numaraları yerine bu ayetlerdeki harflerin sayısını yanyana koyduğunuzda oluşan 119171211191843 sayısı da 19'un tam katıdır. Ayetlerin harf sayısından sonra ebced değerlerini yerleştirirseniz elde edeceğiniz 38 rakamlı 11978617581126181124119836181072436009 sayısı da 19'un katıdır. Bu sayıya her ayetin numarasını da yerleştirirsek 111978621758131261841124151983661810727436009 sayısını elde ederiz ve bu da 19'un tam katıdır. Açılış suresinin numarasından sonra toplam ayet sayısını, toplam harf sayısını ve toplam ebced değerini yanyana yazdığınızda elde edeceğiniz 1713910143 sayısı da 19'un tam katıdır....
  • 29 surenin başında 14 harften oluşan 14 değişik harf kombinezonu bulunur. 29+14+14 = 57 (19x3)
  • Q harfi ile başlayan iki sure'de Q harflerini sayalım. 50. surede 57 ve 42. surede de 57 olmak üzere toplam 114 (19x6) Q harfi vardır. 50. surenin 45 ayeti vardır. Bunları toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 42. surenin 53 ayeti vardır. Bunları da toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 50. surenin ilk ayetinde Kuran için kullanılan "Mecid" isminin ebced değeri o sure içindeki Q'ların sayısına eşit olup 57'dir. Q suresindeki Q'ların geçtiği ayetlerin numarasını topladığınızda toplam 798 (19x42) dir. 42 sayısı ise Q harfi ile başlayan diğer surenin numarasıdır. Kuran'da numarası 19 olan tüm ayetlerdeki Q harflerinin toplam sayısı 76 (19x4)'tür. Kuran boyunca Lut peygamberin halkının "Qavm-i Lut" diye adlandırılması ve sadece bu surede bunun yerine, içinde "Q" harfi bulunmayan "İhvani Lut" şeklinde adlandırılması dikkat çekicidir (50:13).
  • N (Nun) harfi sadece 68. surenin başında bulunur. Bu suredeki N'lerin sayısı 133 (19x7) dir. N (Nun) harfine sahip Yunus peygamberin ismi, sadece bu surede "N" harfine sahip olmayan "Sahibil Hut" yani "Balık adamı" ifadesiyle geçer (68:48). Nitekim 21:87 ayeti Yunus peygamberi "Zan-Nun" yani "N harfine sahip kişi" diye tanımlayarak, Nun suresindeki farklı isimlendirilmesine dikkatimizi çekmektedir.
  • SS (Sad) harfi üç surenin başında bulunur. 7., 19. ve 38. surelerde SS harfi toplam 152 (19x3) kez tekrarlanır. Bu matematiksel sistemle 7:69 ayetindeki "Bastatan" kelimesinin "SS" (Sad) harfiyle değil "S" (Sin) harfiyle yazılması gerektiği ortaya çıktı. Bir çok Kuran nüshasında yanlış olarak yazılan bu kelimenin en eski kufi nüshalardan olan Taşkent nüshasında, "Sin" harfiyle yazılmış olması, 19 kodlu matematiksel sistemi doğrular ve Kuran'ın insanlar tarafından değil, matematiksel sistemle harfi harfine Allah tarafından korunduğunu kesin şekilde kanıtlar (15:9).
  • 36. sure Y ve S harfleriyle başlar ve bu iki harfin bu suredeki toplam tekrar sayısı 285'tir, yani 19x15.
  • 'A.S.Q. harflerinin toplam sayısı 209'dur, yani 19x11
  • 19. sure beş harf ile başlar, yani K, H, Y, A' ve SS . Bu beş harfin bu suredeki toplamı 798'dir, yani 19x42.
  • HH. M. harfleriyle başlayan 7 surede bu iki harfin toplam tekrar sayısı 2417 olup 19x113'tür.
    SURE HH M TOPLAM
    40. Gafir (Bağışlayan) 64 380 444
    41. Fussilet (Detaylanmış) 48 276 324
    42. Şura (Danışma) 53 300 353
    43. Zuhruf (Gösteriş) 44 324 368
    44. Duhan (Duman) 16 150 166
    45. Casiye (Diz Çökmüş) 31 200 231
    46. Ahkaf (Kumullar) 36 225 261
    TOPLAM 292 1855 2147 (19X113)
Bu tablodaki HH. ve M. harflerinin tekrar sayılarını oluşturan rakamların mutlak değerlerini toplarsanız 113 sayısını elde edersiniz ki bu büyük toplamın, yani 2147'nin 19'a bölümünden elde edilen faktöre eşittir. Yukarıdaki surelerin beş ayrı kombinezonu 19'un katını veren sayıda HH. ve M. harfleri içermektedir. Her kombinezonu oluşturan surelerde bu iki harfin sayılarını oluşturan rakamların toplamı, o surelerdeki büyük toplamının 19'la bölümünden oluşan faktöre eşittir. Her suredeki harf sayılarını bildiren beş rakamın (R) toplamlarından oluşan bu müthiş kilitlenme sisteminin oluşabilmesi için 9(R3) = (R1+R4) + 2 (R2 + R5) denklemini gerçekleştirmeleri gerekir. (Detaylar için, Milliyet Yayınları arasından çıkan "Üzerinde 19 Var" adlı kitabımıza bakabilirsiniz.)
  • H, T.H, T.S ve T.S.M. başlangıçları, bir iç içe kilitlenme sistemiyle beş sureyi birbirine bağlamaktadır. Bu sureler 19, 20, 26, 27 ve 28 noludur. Bu harflerin beş suredeki toplam tekrarlanma sayısı 1767'dir, yani 19x93.
  • "Bunlar, Kuran'ın mucizeleridir" ifadesi sekiz surenin başında geçer ve hepsinde istisnasız başlangıç harflerinden sonra gelir.
  • Kuran'ın temel mesajı Allah'ın birliğidir. Nitekim Allah'ın VAHİD (BİR) isminin ebced değeri 19'dur.
  • "H. M." harf kombinasyonuyla başlayan yedi surede geçen "H" ve "M" harflerinin toplamı 2147 olup 19'un tam 113 katıdır.
Anlaşılması Kolay, Taklit Edilmesi İmkansız
Son Mesaj olan Kuran'ın insanüstü matematiksel yapısını kanıtlamak için yukarıda sunduğumuz örnekler yeterlidir. Her geçen gün yeni buluşlar ve yeni tezahürlerle daha da büyüyen bu "anlaşılması kolay, taklidi olanaksız" mucize, bilgisayar çağının insanına Alemlerin Rabbinin büyük bir lütfu ve aynı zamanda önemli bir uyarısıdır. 74:31 ayeti 19 sayısının amacını şöyle belirler:
  1. İnkarcılar için bir ceza ve fitne
  2. Daha önce Kitap alan topluluklara (Yahudiler, Hıristiyanlar v.s.) Kuran'ın Allah kelamı olduğunu kanıtlamak.
  3. Müminlerin imanını güçlendirmek.
  4. Kuran'ın korunmuşluğu konusundaki tüm kuşkuları gidermek.
  5. Kafirleri ve ikiyüzlüleri (münafıkları) ortaya çıkarmak.
Olağanüstü delillere rağmen inkarcılar ve münafıklar bu mucizeyi inkar edecek ve "Allah bununla ne demek istiyor?" diye anlayışsızlıklarını dile getirip onu hafife alacaklardır. 74:32 ayetleri de bu mucizenin büyük bir ilahi yardım olduğunu, yepyeni bir çağı başlatacağını, geri kafalıları saf dışı edeceğini bildirir.
Mucizeyi Göremiyorlar
Hadis ve sünnet izleyicileri, en büyük hipnozcu olan şeytanın etkisi altına girdikleri için Kuran'da apaçık bir gerçek olan 19 kodlu mucizeyi kabul etmemektedirler. Yukarıda değindiğimiz 74:31 ayetlerinde belirtildiği gibi tüm insanlığa apaçık olan bu büyük mucizeyi ancak dürüst ve gerçek müminler takdir edecektir. Nitekim 7:146 ayeti, mucizeleri görmekten mahrum edilen kişileri tanımlar:
Haksız yere yeryüzünde büyüklük taslayanları ayetlerimden çevireceğim. Her çeşit ayeti görseler de inanmazlar. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler; ancak azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Çünkü onlar ayetlerimizi yalanladılar ve onları umursamaz oldular (7:146).
Tevratta da Aynı Kod Mevcut
41:53 ayetinde haber verilen ufuklardaki işaretlerden birini de son zamanlarda fark ettik. 19 sisteminin bir benzerine 11. yüzyılda yaşayan muvahhit bir Yahudi hahamı, Tevrat'ın dualarından birinde şahit olmuş ve bununla enteresan tespitlerde bulunmuştur.
Judah adlı rabinin (başhahamın) çalışmaları, 1978 yılında Californiya Üniversitesi yayınları arasında yayınlanan "Studies in Jewish Mysticism" adlı bir kitapta incelenmektedir. Joseph Dan'ın makalesinden bir bölümü Türkçeye çevirerek aktarmak istiyorum:
Fransa'daki (Yahudi) halk, (sabah ibadetlerinde) 'ashrei temimei derekh' (doğru yolda yürüyenler kutsanmıştır) kelimelerini eklemeyi adet haline getirmişlerdir. Kutsanmış bir hafızaya sahip olan bizim Rabi, Allah'ın velisi, Fransız Yahudilerinin tümüyle yanlış olduğunu yazdı. Rabi Juda'ya göre kelimeler eklenmesi büyük bir hatadır. Çünkü (sabah ibadetindeki o duada) Yüce İsim ondokuz kere tekrarlanır... ve benzer biçimde Elohim kelimesini Ve-elleh shemut.. pasajında yine ondokuz kez tekrarlanmış buluruz. Aynı şekilde, İsrail'in "oğullar" diye tam ondokuz kere çağrıldığını buluruz. Bunlar gibi daha nice örnekler mevcuttur. Tüm bu ondokuz grupları karmaşık bir örgü oluşturur. Ayrıca sekiz büyük ciltten daha fazla yer tutacak birçok gizemler ve özel anlamlar içerir. Bundan ötürü her kim ki kalbinde Allah korkusu varsa Ashrei temimei derekh ayetini ilave eden Fransızların sözünü dinlemeyecektir. Onların ilave ettiği bu (Allah'ın kelamı Tevratın yolunu izleyenler kutsanmıştır) ayetiyle birlikte Yüce İsim yirmi kez tekrarlanmış oluyor... Bu, büyük bir hatadır. Daha da ötesi, bu bölümde 152 kelime mevcuttur. Fakat söz konusu kelimeleri ilave ettiğiniz vakit kelimelerin sayısı 158 olur. Bu bir saçmalıktır. Burada 152 [19x8] kelime bulunması gerektiğini kanıtlayan gizli bir sır vardır ki kısa bir makalede açıklanamaz.
Görüldüğü gibi 19 sistemi, orijinal Tevrat'ta da mevcuttur. İlahi bir mühür niteliğindeki bu sistem aracılığıyla, İbranice duaya ilave edilen kelimelerin belirlenip deşifre edilmesi gerçekten ilginçtir. Daha da ilginç olanı, Kuran'daki 19 matematiksel sistemini destekleyen Juda'nın bu buluşunun Kuran'da haber verilmesidir.
Yüzyıllar önce haber verildi
Gaybi bir haber olabileceğini kestiremeyen geçmiş Kuran yorumcularının açıklamakta zorluk çektikleri 46:10 ayetinin çevirisi şöyledir:
De ki: Düşündünüz mü ya o Allah katından ise ve siz de ona karşı çıkmışsanız ve İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini görüp inandığı halde, siz kibirlenip yüz çevirmişseniz?! Allah, zalim bir topluluğu doğru yola iletmez (46:10).*
Aşağıdaki ayetler de konumuzla yakından ilgilidir:
Dediler ki: 'Rabbinden bize bir ayet (mucize) getirmeli değil miydi? Kendilerine, önceki kitaplarda bulunan beyyine (delil) gelmedi mi? Şayet onları o beyyineden önce bir azap ile helak etseydik: 'Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de böyle zelil ve rezil olmadan önce ayetlerine uysaydık' derlerdi. De ki: Herkes gözlemekte. Siz de gözleyin. İleride düzgün yolun sahipleri kimlerdir, hidayete erişenler kimlerdir bileceksiniz? (20:133)
133'üncü ayette geçen "beyyine" (delil) kelimesi tüm Kuran'da 19 kez geçerek anlamsal ilişkiyi destekler
Fanatik inkarcıların ve ikiyüzlülerin anlamayarak karşı çıktığı Kuran'ın bu büyük matematiksel mucizesine "efsane" kelimesini yakıştırmaları bir rastlantı değildir. 19 mucizesini karalamak için kullanabilecekleri onlarca kelime yerine "efsane" kelimesini kullanmaları tümüyle ilahi bir tecellidir. Dört yazar ve yayınevi patronu, "efsane" yakıştırmasıyla farkında olmadan kendilerini Kuran'ın teşhirine mahkum etmişlerdir. Kuran'ın bu mucizevi tecellisini öğrenmek istiyorsanız lütfen aşağıdaki iki ayeti ibretle okuyunuz.
Onlardan bir grup var ki seni dinlerler. Fakat, kalpleri üzerine (Kuran'ı) anlamalarına engel olacak örtüler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Her bir mucizeyi görseler de ona inanmazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde seninle tartışırlar ve inkarcılar, "Bu ancak bir EFSANEdir" derler.
Kendilerini ondan uzaklaştıkları gibi başkasını da ondan uzaklaştırırlar. Böylece farkında olmadan kendilerini mahvederler (6:25). Ayrıca 27:82
Tarihin, genelde bir tekerrür olduğunu ve Kuran ayetlerinin geçmişe, hazıra ve geleceğe bakan yönlerinin bulunduğunu bilenlere, 40. surenin 38. ayetinden 44. ayetine kadar okumalarını öneriyorum.
Benim size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a bırakıyorum. Şüphesiz Allah kulları görür (40:44).
Kuran'ın "en büyüklerden" biri olarak tanımladığı 19 sayısının işaretini kavrayamayan ve Müddessir suresinde cehennemden başka bir şey göremeyen ve 19 sayısından zebralar gibi kaçan din adamlarının eleştirilerine verdiğimiz cevapları, "Üzerinde Ondokuz Var" kitabımızın son bölümünde bulabilirsiniz.







Matematik, hayatın ta kendisidir. Yaşadığımız her an, çevremizde gördüğümüz hemen her şey matematikle iç içedir. Peki, hayatımızla bu kadar iç içe olan bir olgudan neden bu kadar korkuyoruz? Neden sevmiyoruz? Bu soruların cevabı okula ilk başladığınız zamanda gizli. Okula yeni başlayan bir çocuğa matematiğin ne kadar zor olduğundan dem vurularak, matematik 1-0 geriden başlatılıyor, bu okul ve eğitimle ilgili daha hiçbir şeyden haberi olmayan çocuğa matematik öcü gibi gösteriliyor. Bu tutum eğitim hayatı boyunca da devam ediyor. Açın bakın ders kitaplarına; ne kadar soğuk bir anlatım var. Oysa ki matematiğin güzelliklerinden, sayıların ahenginden bahsetse her şey daha farklı olabilir. Şimdi matematiğin bu güzel yanlarından olan ahenkli, insanı hayran bırakan bir nevi “sihirli” sayılara ve eşitliklere bir göz atalım;
1.Mükemmel Sayılar:
Mükemmel sayı terimini ilk olarak Pisagor ortaya atmıştır. Pisagor’a göre sayılsa mükemmellik, bir sayının bölenleriyle ilgiliydi. Mesela en önemli ve en “mükemmel” sayılar, bölenlerinin toplamı kendine eşit olan sayılardır. İşte böyle sayılara, yani bölenlerinin toplamı kendisini veren sayılara mükemmel sayılar deniyor.
* 6 sayısı bir mükemmel sayıdır. 6 sayısının bölenleri: 1, 2 ve 3’tür.
1+2+3=6
* Bir sonraki mükemmel sayımız 28’dir. 28 sayısının bölenleri: 1, 2, 4, 7 ve 14’tür.
1+2+4+7+14=28
* Üçüncü mükemmel sayı 496, dördüncüsü ise 8128’dir.
Sayılar büyüdükçe mükemmel sayıları bulmak daha da zorlaşır.
Mükemmel sayıların yetenekleri sadece bölenleri toplamlarına eşit olmasıyla sınırlı değildir; mükemmel sayılar, daima birbirini izleyen bir dizi sayma sayısının toplamına eşittir. Aşağıdaki örnekten bunu inceleyebiliriz;
6 = 1+2+3
28 = 1+2+3+4+5+6+7
496 = 1+2+3+4+………+30+31
8128 = 1+2+3+………..+126+127

Pisagor’dan sonra Öklid mükemmel sayıların bir özelliğini daha keşfetti; tüm mükemmel sayılar iki çarpana ayrılabiliyordu. Bunlardan bir tanesi 2’nin kuvveti iken, diğeri (ikinin bir sonraki kuvveti – 1’di)
6 = 2^1 . ( 2^2 – 1)
28 = 2^2 . ( 2^3 – 1)
496 = 2^3 . ( 2^4 – 1)
.
.
.
Bu yöntemi kullanarak sınırsız sayıda mükemmel sayı bulabiliriz.
Örneğin;
2^8 . ( 2^9 – 1) = bir mükemmel sayı verir.
2. Friedman sayıları:
Elimizde bir tam sayı olsun. Eğer sadece toplama, çıkarma, çarpma, bölme ve üs alma işlemlerini kullanarak sayının rakamlarından, kendisini elde edebiliyorsak bu sayı Friedman sayısıdır.
25 = (5^2 ) , 121 = (11^2 ) , 126 = (6.21)
En ilginç Friedman sayıları 123456789 ve 987654321 sayılarıdır;
987654321 = [8.(97+6/2)^5 +1] / 3^4
123456789 = [(86+2.7)^5 – 91] / 3^4
3.Strobogramatik Sayılar (SG sayıları):
Fiziksel olarak 180 derece ters çevrildiklerinde herhangi bir değer değişikliği yaşamayan sayılara SG sayılar denir. Örneğin; 0, 1, 8, 11, 69, 88, 96… sayıları SG sayılardır. SG sayılardan biraz daha ilginç olanı SG eşitlikleridir. Eğer bir eşitlik SG özelliğini sağlıyorsa, eşitliğin işlem tarafı 180 derece çevrildiğinde eşitlik yine aynı sonucu verecektir. Mesela; (68+68+61) = 197’dir. Şimdi eşitliğin işlem tarafını 180 derece çevirelim: ( 89+89+19) = yine 197’ dir.
Yani; ( 68+68+68 ) = (89+89+19)
Bunlar dışında üs alma işlemi de SG eşitliği yaratmada kullanılabilir;
9^(9-6) = (9-6)^6
Son olarak işte birkaç SG eşitliği;
(91-16+8) = (8+91-16)
(98+18+19) = (61+81+86)
4.Palindromik Sayılar:
Palindromik sayılar, sağdan-sola doğru ve soldan-sağa doğru okunduklarında değer değişikliği yaşamayan sayılardır.
1881, 1991, 1001, 10001, 12621, 79388397, 82954345928…….
5.Üçgen Sayılar:
1’den başlamak üzere kendisinden önceki tüm sayıların toplamına karşılık gelen sayıların dizisidir.
1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14….. pozitif doğal sayılar ise üçgen sayılar; 1,3,6,10,15… dir.
1
3 = (1+2) [resim1]
6 = (1+2+3)
10 = (1+2+3+4)
15 = (1+2+3+4+5)
.
.
.
6. 37 sayısındaki sihir:
37 sayısı matematikte 23 ile birlikte belki de en güzel ahenk ve eşitlikleri veren sayıdır. İşte bir örnek;
37. 3 = 111
37. 6 = 222
37. 9 = 333
37.12 = 444
.
.
.
37.27 = 999
Yukarıda gördüğümüz gibi sayımız 3 ve 3’ün katlarıyla çarpıldığında ilginç bir tablo oluşuyor. 37 sayısının özellikleri bununla sınırlı değil;
37. (3+7) = 3^3 + 7^3 Sayıların kendi içlerinde yarattığı uyum gerçekten şaşırtıcı ve mükemmel.
3^2 . 7^3 – 3.7 =37
Tüm bunlarla birlikte 37 sayısının belki de en güzel özelliğini Ramunujan bulmuştur;
037, 370, 703 (1, 10, 19) Parantez içindeki sayıların sırasıyla 37 ile çar-
074, 407, 740 (2, 11, 20) pımından yine sırasıyla soldaki sayılar oluşuyor.
148, 481, 814 (4, 13, 22) Dikkat ederseniz soldaki sayıların rakamları aynı,
185, 518, 851 (5, 14, 23) sadece yerleri değişiktir. Parantez içindeki sayıların
259, 592, 925 (7, 16, 25) arasında ise 9’ar fark vardır.
296, 629, 962 (8, 17, 26)
İlginç eşitlikler:
12.42 = 21.24
23.96 = 32.69
24.84 = 42.48
13.62 = 31.26
46.96 = 64.69
1 . 8 + 1 = 9
12 . 8 + 2 = 98
123 . 8 + 3 = 987
1234 . 8 + 4 = 9876
12345 . 8 + 5 = 98765
123456 . 8 + 6 = 987654
1234567 . 8 + 7 = 9876543
12345678 . 8 + 8 = 98765432
123456789 . 8 + 9 = 987654321
1 . 9 + 2 = 11
12 . 9 + 3 = 111
123 . 9 + 4 = 1111
1234 . 9 + 5 = 11111
12345 . 9 + 6 = 111111
123456 . 9 + 7 = 1111111
1234567 . 9 + 8 = 11111111
12345678 . 9 + 9 = 111111111
123456789 . 9 +10= 1111111111
9 . 9 + 7 = 88
98 . 9 + 6 = 888
987 . 9 + 5 = 8888
9876 . 9 + 4 = 88888
98765 . 9 + 3 = 888888
987654 . 9 + 2 = 8888888
9876543 . 9 + 1 = 88888888
98765432 . 9 + 0 = 888888888
1+2 = 3
4+5+6 = 7+8
9+10+11+12 = 13+14+15
16+17+18+19+20 = 21+22+23+24
25+26+27+28+29+30 = 31+32+33+34+35

Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed S.A.V efendimizin hayatındaki önemli sayılar ve 6 sayısının sırrı.
Geçenlerde Muhyidin İbni Arabi Hazretlerinin o muhteşem kitaplarından birini okurken bir paragrafa gözüm takıldı. O sırlar deryası , ilimler deryası anlatımlarının birinde ‘’ Allah C.C 6 sayısını Peygamber efendimize has kıldı ki daha önce bu kimseye verilmemiştir ‘’ cümlesi kafama takıldı. Biraz araştırma yapınca aşağıdaki inanılmaz sonuçlar ortaya çıktı, sizlerle paylaşmak istedim. Doğrusunu Allah bilir.
Sevgili Peygamberimizin ;
Doğum tarihi : 20.04.571 : 2+4+5+7+1 : 19
Vefat tarihi : 08.06.632 : 8+6+6+3+2 : 25
Evlendiğinde yaşı : 25
Babası Hz Abdullah’ın vefat ettiğindeki yaşı : 25
Kızı Hz. Fatıma annemiz vefat ettiğindeki yaşı : 25
Şimdi gelelim 6 rakamının ve katlarının enteresan varlığına ;
• ‘’ Allah Gökleri ve yeri 6 günde yarattı’’ ( Resulum kainatı senin yüzü suyu hürmetine yarattım ) kudsi hadis .
• Allah C.C ismi şerifinin ebced değeri : 66
• Vekil ismi şerifinin ebced değeri : 66
• Allah C.C. nin zati sıfatları : 6
• “İnsanı-Âdem’i kendi suretimde yarattım”. Adem den kasıt peygamber efendimizdir.
• Kur’an-ı Kerimde insanın yaratılışına dair 6 ayet
• Niteliksiz çamurdan yaratıldığına ait 6 ayet
• Bu çamurun niteliklerine dair de 6 ayet vardır
• İnsanın ilk yaratılışı altı safhada olduğu gibi, anne karnında yaratılışı da altı safhada cereyan etmektedir.
• Ayrıca insan psikolojik ve ruhsal olarak da altı temel karaktere ayrılmaktadır.
• Muhammed isminin ebced değeri : 132 : 1+3+2 : 6
• 132 6 ya tam sayı olarak bölünüyor
• 132 iki cihan güneşi peygamber efendimizin isminin ebced değeri ikiye bölününce çıkan sonuç 132/2 : 66
• Peygamberimizin vefat tarihi toplamından ( 25 ) doğum tarihi toplamını ( 19 ) çıkarınca sonuç ; 25-19 : 6
• Peygamber efendimizin vefat tarihi 632 – doğum tarihi 571 : 61 . Kuranı Kerimin 61. suresi olan Saf suresinin 6. ayetinde Hz. İsa tarafından Ahmed ismiyle peygamber geleceği müjdelenmiştir. Ahmed ismi Kuranda sadece bu ayette zikredilmiştir.
• Peygamber efendimiz 632 yılının 6. ayında vefat etmiştir.
• Babası peygamberimiz anne karnında 6 aylıkken öldü
• Peygamber efendimiz 6 yaşındayken babasının kabristanına gitti.
• Peygamber efendimiz tanyeri ağırırken doğmuştur , kısaca saat 6 civarı
• Annesi 30 yaşında iken vefat ettiğinde , peygamberimizin yaşı 6 idi
• Peygamberimizin kızı Hz.Zeynep 30 yaşında vefat etti. Hz.Zeynep Peygamberimizin Hz. Hatice den olan çocuklarından vefat eden 5. si idi 30/5 : 6
• Hz Zeynep doğduğunda Peygamberimiz 30 yaşındaydı. Hz Hatice ile evliliğinin 5. yılında Hz.Zeynep dünyaya gelmişti 30 /5 : 6
• Zeynep isminin harf toplamı 6
• Hz Zeynep 30 yaşında vefat ettiğinde Peygamberimiz 60 yaşında idi . Kuranın 30 suresi olan Rum suresi de 60 ayettir.
• Süt annesi Halime nin isminin harf toplamı 6
• İlk eşi Hz.Hatice isminin harf toplamı 6
• H harfi Latin alfabesinin sessiz 6. harfidir.
• İlk eşinden 6 çoçuğu oldu
• 6 çocuğunun isimlerinin harf toplamı 36
• Soyu 6. Çocuğu olan Hz. Fatıma dan devam etti
• Hz. Fatıma nın isminin harf toplamı 6
• F harfi Latin alfabesinin 6. harfidir
• Hz Fatıma peygamberimizin vefatından 6 ay sonra vefat etti
• Peygamber efendimiz küçük bir çocuk olan Hz Ali efendimizi himayesine aldığında yaşı 36 idi
• Peygamberimizin kızı Hz. Ümmü Gülsüme Hz Osman la 6 yıl evli kaldıktan sonra vefat etti
• Peygamberimiz 6 defa evlat acısı yaşamıştır.
• Mekke müşrikleri risaletin 6. yılında 616 da peygamberimizi öldürme kararı almıştı.
• Hudeybiye anlaşmasını hicretin 6. yılında yaptı.
• Hicretin 6. yılında annesinin kabrini ziyarete gitmiştir.
• Kabedeki 360 putu temizledi
• Peygamberimizin 6 yayı vardı
• Peygamberimizin 6 halası vardı
• Hicretin 6. senesinde resmi evraklarda kullanmak üzere Mühri Şerif yaptırmıştı . Bu Mühri Şerif Hz. Osman ın 12 senelik halifelik zamanında 6. senesinde Eris Kuyusuna düşerek kaybolmuştur.
• 6. yüzyılda peygamber oldu
• Miraca çıkan 6. peygamber oldu
• Hz Isa dan 6 asır sonra gelmiştir.
• İnzivaya çekildiği Hira mağarası Mekkenin kuzeyinden yaklaşık 6 km ileridedir.
• Peygamber efendimizden önce sadece 16 kişi Muhammed ismini almıştır .
• Peygamberimizin amcası ve süt kardeşi Hz.Hamza Mekke devrinin 6. yılında 616 da Müslüman oldu
• Peygamberimizin 13 nikahlı hanımı vardı , bunlardan sadece 2 tanesiyle zifaf etmedi 13-2 : 11 bunlar dışında 1 cariyesinden çocuğu oldu 11+1 : 12 . Bu hanımlarından 2 tanesinden çocukları oldu 12/2 : 6
• Cennet isminin harf toplamı 6 dır.
• Peygamberimizin cennet teki makamının ismi ‘vesile’ isminin harf toplamı 6 dır.
• Peygamberimiz 6 yer de şefaat edecektir.
• İmanın şartları 6 dır .
• Kuranda peygamber efendimize ithaf olunduğu söylenen ve peygamber efendimizin isimlerinden olan Yasin suresi kuranın 36. suresidir.
• Yasin suresi 3000 harftir
• ‘’Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et ‘’ Bu ayetin hükmü gereği peygamberimiz , 6 ay müddetle Mescid-i Nebeviye sabah namazına gitmeden önce, Hz. Fatıma ve Hz. Alinin evlerine uğrar ve kapılarının önünde durur: Ey Ehl-i Beyt (Muhammedin ev halkı) namaza kalkınız buyururdu.
• Kendisine, ilk vahiy ve peygamberlik baslangıcı, uykuda Sadık rü`yalar görmekle olmuştur. Peygamberimiz , 6 ay bu hal üzere kaldı.
• 1.Akabe görüşmesinde 6 medineli Müslüman oldu
• 2. akabe görüşmesinde görüşmeye 12 medineli Müslüman geldi
• Peygamber Efendimiz s.a.v. buyurdular ki; 6 şey 6 yerde gariptir…
1- Namaz kılmayanlar arasında mescid gariptir.
2- Okumayanların evinde mushaf gariptir.
3- Fasık kimsenin içinde Kuran gariptir.
4- Müslüman saliha kadın, kötü huylu zalim adamın elinde gariptir.
5- Salih müslüman erkek, kötü huylu alçak kadının elinde gariptir.
6- Kendisini dinlemeyenler arasında alim gariptir.
• Resûl-i Ekrem Efendimiz , Ramazan orucunu tutanların, Ramazan’ın hemen ardından gelen Şevval ayında 6 gün daha oruç tutmalarını tavsiye etti.
• Peygamber Efendimiz (sav)Hz. Ali’ye buyurdu:
“Ya Ali, altıyüzbin koyun mu istersin,yahut altıyüzbin altın mı veya altıyüzbin nasihat mı istersin?”
Hz.Ali dedi: “Altıyüzbin nasihat isterim.”
Peygamberimiz buyurdu: “Şu ( 6 ) altı nasihate uyarsan altıyüzbin nasihate uymuş olursun:
1.Herkes nafilelerle meşgul olurken sen farzları ifa et.Yani farzlardaki rükünleri,vacipleri,sünnetleri,müstehapları ifa et.
2.Herkes dünya ile meşgul olurken sen Allahu Teala’yı hatırla.İslam’a uygun yaşa;İslam’a uygun kazan;İslam’a uygun harca.
3.Herkes birbirinin ayıbını araştırırken sen kendi ayıplarını ara.Kendi ayıplarınla meşgul ol.
4.Herkes dünyayı imar ederken sen dinini imar et,zinetlendir.
5.Herkes halka yaklaşmak için vasıta ararken, halkın rızasını gözetirken sen Hakk’ın rızasını gözet;Hakk’a yaklaştırıcı sebep ve vasıtaları ara.
6.Herkes çok amel işlerken sen amelin çok olmasına değil,ihlaslı olmasına dikkat et.”
• Allah Resûlü meâlen şöyle buyururlar:
“Siz bana altı ( 6 ) mes’elede söz verin; ben de size cenneti tekeffül edeyim.”
1. “Konuşurken dosdoğru konuşun!”
2. “Va’dettiğinizi yerine getirin!”
3. “Emanette emin olun!”
4. “İffetli olun!”
5.”Gözlerinizi harama karşı kapayın!”
6. “Elinizi başkalarına zarar vermekten uzak tutun! ”
* Efendimiz in (s.a.v) şöyle buyurduğu rivayet edilir:
«Ben altı ( 6 ) hususta peygamber lere üstün yapıldım:
1- Bana az, ama öz söz söyleme sırrı verildi,
2- Düşmana korku salma (heybetiyle) desteklendim,
3- Harp ganimeti bana helal kılındı,
4- Yeryüzü bana temiz ve namazgah kılındı,
5- Ben bütün yaratıklara peygamber olarak gönderildim,
6- Benimle peygamberlerin gelmesi sona erdirildi
Peygamber efendimizin hayatında 6 sayısının bu kadar enteresan bir şekilde yer almasının sırrına vakıf olma şerefini bana da bahşettiği için Rabbime hamdolsun. Hatamız olduysa düzeltin lütfen . Biraz düşündüğünüzde elektronlardan , güneş sistemine kadar sarmal bir şekilde sürekli dönmekte olan kainatımızın dönüşü 6 rakamına ne kadar çok benziyor değilmi ? Doğrusunu Allah bilir.
Kâinatın yaratılışının altı günde olduğunu yüce Allah Kur’an-ı Kerimde açıkça ifade etmektedir. Peki sizce burada bir işaret yokmudur ? ” Allah gökleri ve yeri yarattı ” diyede bize tebliğ edemezmiydi ? Böyle olsaydı imanımızda bir eksiklikmi olacaktı ? Neden ” Allah gökleri ve yeri altı günde yarattı ” diyerek yaradılışı neden bir zamana bağlama ve bir taahhüde gerek duydu acaba ? Amaç kendini övmek olsaydı yeri ve göğü gözaçıp kapayıncaya kadar yarattı demezmiydi , yoksa Allah bundan acizmiyidi ? Yoksa düşünen akıl sahipleri için bir işaretmi verdi ?
Kur’an-ı Kerimde insanın yaratılışına dair 6 ayet, niteliksiz çamurdan yaratıldığına ait 6 ayet, bu çamurun niteliklerine dair de 6 ayet vardır. Elbette bu büyük hikmetleri ve sırları içinde saklamaktadır.
İnsanın ilk yaratılışı altı safhada olduğu gibi, anne karnında yaratılışı da altı safhada cereyan etmektedir. Ayrıca insan psikolojik ve ruhsal olarak da altı temel karaktere ayrılmaktadır. Tabi ki alemlerin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı ve ilk yaratılan ın Nur-i Muhhammediye olduğu İnsan-ı Kamil ve Hakk’ın yeryüzündeki halifesi sevgili Peygamberimizin zahirinde vukuu bulan olayların batınında bizlere bir delil ve ibret ve hikmet olması için Allah ‘ın yaratılıştaki mührü bulunacak . Bu mühür altı da olabilir ama amaç mühür değil mührün sahibidir ve burada ki Hakk’ın tecellisidir.
Varlık Allah’ın tanınmasını sağlarken, mahlûkat içinde akıllı ve şuurlu olarak yaratılan insanın da görevi Allah’ı tanımaktır. Allah’ı iman ile tanıyarak yaratılış amacına hizmet eden insan ebedi saadeti kazanır.
Yaratılışın gayesi ve amacı yaratıcıyı tanımaktır
“Ben gizli bir hazine idim, bilinmek ve tanınmak istedim mahlûkatı yarattım”
Allah’ın hazineleri ise isimlerinde gizlidir. Çünkü mükemmel benzersiz gizli bir cemal kendi güzelliklerini aynada görmek ve güzelliğinin derecelerini şuurlu ve kendine âşık olanların gözleri ile de görünmek ve bilinmek ister. Bu da kendisinin isim ve sıfatlarını görerek eserlerini bilen, anlayan ve öven, takdir edenlerin varlığını gerektirir. Yüce Allah da kâinatı yaratarak kendi hazinelerini ortaya çıkardı. İnsanı yaratarak bu eserlerin sahibi, yaratıcısını bilmek ve iman ile tanımak, ibadet ile itaat etmeyi gerekli kıldı.
Cenabı Hakkın bizlerin gerçekleri bilip anlamamız için , O’ nu daha iyi tanıyabilmemiz ve yanlış şeylere sapmamız için bizlere rehber olarak gönderdiği o yüce Kuran-ı Azimüşan dan alacağız tabiki bütün emirleri , ilimleri , nurları ve bilgileri o bizim en büyük kaynağımızdır ve yaratılmış bütün ilimlerin zabıt altına alındığı hikmet dolu olan ve Hakk’ın büyük akıla emrettiği levhaya yazılmış hikmet dolu sözleridir. . Cenab-ı Allah bizleri sadece namaz kılalım , oruç tutalım , zekat verip hacca gidelim diye yaratmış olsaydı Kuran ‘a ve onca peygambere ne hacet vardı ? Hiç düşündünüzmü ilk inen ayet neden ” Allah’ın adı ile oku ” dur acaba ? Maksat yat kalk namaz kıl olsaydı ilk inen ayet ” namazı kılın, zekatı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin. ” ayeti olması lazım değilmiydi ? Buradaki hikmeti anlamak lazım. Sadece ” oku ” da denmemiştir dikkat ederseniz ” Allah ‘ın adı ile oku ” Allah ‘ı bilerek , tanıyarak , onun izni ile oku denmiştir. Çünkü İnsan-ı Kamil Hakk’ın yeryüzündeki halifesi ise bizde ona yakışır bir şekilde halife olmak için gayret etmeliyiz ve O’nun biz Ademoğluna ilk ayeti olan ” Allah’ın adı ile oku ” emrini es geçip diğer lerini yapmaya kalkarsak durumumuz ruhu olmayan vücuda benzer ve yaptıklarımız ezberden ve taklitçilikten öteye geçemez.
Allah görünmek ve bilinmek ister. Bu da kendisinin isim ve sıfatlarını görerek eserlerini bilen, anlayan ve öven, takdir edenlerin varlığını gerektirir. Bu da yaratılanları araştırıp, olanları okuyup , öğrenip , düşünen , kalben O’na iman edip , ibadetini elinden geldiğince yapmaya çalışarak O’nu layıkı ile tanımaya , bilmeye çalışarak varlığının amacını ortaya koyan İnsan-i Kamil olmayı gerektirir. Yoksa 6 rakamının aritmetikte 7 den 8 den farkı yoktur , amaç 6 değil , Amaç zahiren bilinen ve görünen şeylerin ardındaki batınındaki Allah C.C. bizlere hayretler içerisine düşüren hikmetlerini idrak edebilmektir. Yoksa kitabımızı içinde ne olduğunu anlamadan bilmeden bir roman gibi okumak değil.

..........

Matematiğin ve Rakamların Sırları

Rakam  EFSANELERİ

Evren sayılardan ibarettir" diyen pisagor'dan bu yana, insanoğlu rakamlar arasındaki şaşırtıcı tesadüflerden rahatlatıcı anlamlar çıkarmayı başardı. Kutsal kitaplardaki kutsal sayılan rakamların yanı sıra şeytana atfedilen uğursuz sayılar da hayatımızda yer aldı. Bunun da ötesinde rakamlara dayanan tesadüf efsaneleri yaratıldı. önce efsanelere bir gözatalım;
Melekler Mekanı - Rakam EFSANELERİ
rakam efsaneleri: (11 eylül): New york city 11 harf, afganistan 11 harf, ramsin yuseb (1993 te ikiz kuleleri tehdit eden teroristin adı) 11 harf, george w. Bush 11 harf, new york, amerika'nin 11. Eyaleti, ikiz kulelere çarpan ilk uçagın ucus numarası 11, olay 11 eylulde yani 9/11 de meydana geldi. Amerikada tarihler ay önce olacak şekilde yazılır. 9+1+1= 11 ve 911 aynı zamanda acil servis numarasıdır 9+1+1=11, 9 eylül yılın 254. Günüdür 2+5+4=11


şeytanın rakamı: 666 üzerine bir çok efsane var. En popüler olanı ise 6 rakamının ibranice yazılımına dair. Ibranice 6 rakamı (w) olarak yazılıyor. şeytanın sembolü olan 666 yazmak istediğinizde (www) yazmanız gerekiyor. Ve www, internete girişte kullanılan 'world wide web' kelimelerinin kısaltılmış hali...


hıristiyan dünyası 666 dolayısıyla 6 haziran 2006 tarihinde garip durumlar yaşadı. Iddiaya göre deccal, 06.06.06'da dünyaya gelecekti. Deccal doğurmak istemeyen kadınlar, 06.06.06 tarihinde çocukları dünyaya gelmesin diye doğumu erteledi. çılgınlık öyle büyüdü ki hastanelerde yığılmalar oldu.


incil'de bir bölümde 666 rakamı için şöyle yazar: "herkese zorladı, küçük büyük, zengin fakir, bağımsız veya köle, herkesin alnına yapıştırdı, aleme kandırdığı ruhları göstermek için, o rakamı koydu, şeytanın rakamı: 666." reagan bile inanmış: Bu inanışı ciddiye alan abd eski başkanı ronald reagan, evlerinin kapı numarasını 666'dan 668'e çevirmişti. Heavy metal grubu ıron maiden da şeytanın sayısı 666 temalı bir albüm yapmıştı. şeytanın rakamı bilimde ise yaşamın kaynağı sayılan karbon atomlarını sembolize ediyor. Karbon 6 proton, 6 nötron ve 6 elektrondan oluşur ve bunlar kendi aralarında 666 sayısını oluşturuyor.


bir de rakamlar üzerine garip tesadüfler vardır... Işte onlardan biri klavyelerde sağ tarafta yer alan numaralara ilişkin... Klavyede rakamların dizilişi şöyle 7 8 9/ 4 5 6/ 1 2 3... Buraya kadar herşey tamam... Numara sihirbazlarının bulduğu sır bundan sonrasına ilişkin... Bu rakamlar çaprazlama ve dikey-yatay olarak toplandığında ortaya hep aynı rakam çıkıyor: (753+357 = 1110), (159+951 = 1110), (456+654 = 1110), (852+258 = 1110)


buraya kadar yer alanlar rakamlar üzerine türetilen efsanelere dairdi. Bir de işin din ve kutsal kitaplar da yer alan boyutu var. Neredeyse bütün dinlerde "7 rakamı" üzerine vurgu yapılır. Kainat da 7'nin sırrına tanıktır: 7 kat gök... 7 deniz… 7 kainat.. 7 kat cennet, 7 kat cehennem… yer üstü 7 kat, yer altı 7 kat… insandaki 7 delik... 7 uyurlar... Isa'nın son 7 sözü.... 7 temel renk... Kabe'nin etrafi 7 kere tavaf etmek... Islam terbiyesinde 7 mertebe vardır. Kuran'ın ilk suresi fatiha 7 ayettir. Yahudilerde kutsal şamdan 7 mumludur… ve daha bir çok şey… ilginç bir bilgi de şudur.....premature olarak doğan çocuklarda 8 aylık doğanları yaşama şansı 7 aylık doğanlardan daha düşüktür.

uğursuz sayı: 13 : Hıristiyan geleneğinde şakirtlerden 13. Sünün hz. Isa'ya ihanet ettiğine inanılır. Bunun dışında 12+1=13 cehenneme ait meleklerin sayısı olarak kabul edilir.

islamda 99 rakamı: Islamda 99 esma-i hüsna vardır. Allahın isimlerinin toplam sayısıdır... Hıristiyan geleneğinde ise bu sayı tanrı'nın birliğine işaret eden melekler düzenini ifade eder.

9'un sırları: Ezoterizme göre 9 rakamı mutlakiyetin rakamı. ölümü ve yeniden doğuşu sembolize ediyor. Zira 9'un bir üst rakamı 10… 10 ise 1'in tekrarından ibaret. Ilginç bilgiler de var: Bebek 9 ay ana rahminde kaldıktan sonra ışığı görür. Truva 9 yıl süreyle kuşatıldı, 10. Yılda düştü. Odysseus 9 yıl boyunca dünyayı dolaştı, 10. Yılda ülkesine dönebildi. 9 sayısı daima kendini tekrarlar. 9 herhangi bir sayı ile çarpılınca, çıkan sayının rakamlarının toplamı hep 9'dur. Bir seviyeden diğerine geçiş rakamı olan 9, bir dünyadan diğerine geçiş olan inisiyasyonun sembolü aynı zamandı. Ezoterizmin kutsal rakamı sayılıyor.

türk mitolojisinde 9 rakamı : Türk mitolojisinde dünyayı yaratan kara han, dünyanın tam merkezine dokuz dallı çam ağacı dikmişti. Altaylara göre insanın iskeletinde; baş, bel, diz, topuk, ayak bileği, omuz, dirsek, avuç ve el bileği olmak üzere dokuz ek vardır. Yakutlara göre gök tanrıları dokuzdur. Altay türklerinin bir kıyamet tasvirinde denizin dibinde dokuz çatallı karataş vardır ki, kıyamet zamanında bu taş dokuz yerinden ayrılacak, demirden ve koyu sarı renkte atlara binmiş dokuz savaşçı etrafa saldıracaktır. Dede korkut kitabı'nda, deli dumrul doğduğunda babası dokuz buğra öldürür. Ve tabii ki dokuz ışığı da unutmamak gerekiyor...

rakamların yarattığı ilginç tesadüflerden biri de ulu önder atatürk'ün hayatında ortaya çıkıyor. Atatürk, 1881'de 19. Yüzyılın bitimine 19 yıl kala doğmuştur. 1900'de 19 yaşında harbiye' ye girmiştir. 19 mayıs 1919'da samsun'a çıktımıştı ve bindiği vapurda sadece 19 yolcu vardı. 19 yıl türk millitenin kaderine hükmetmiş. Adı ve soyadı yani "mustafa kemal atatürk" 19 harftir. 10 kasım 1938 (19x2x19) (10 kasım günü saat 9 da 10+9=19) 3x19 =57 yaşında yaşamını yitirdi. Doğum ve ölüm yılları (1881 ve 1938, 19 sayısının katlarıdır.)

sayılar üzerine efsaneler bu kadar... Bu sonuncusu ne derseniz o da yaşama dair gülümseten bir efsane... Başarılı olmanın sırrını anlatıyor... Ne yazık ki gerçeklik payı çok yüksek!

666 sayısını bilmeyen yoktur. Şimdi de 66'nın sırrı konuşuluyor.

Ebcet hesabını bilirsiniz. Hurifiyatçıların kullandığı bu yöntemde rakamlar harflerle ifade edilir ve her kelimenin rakamsal değeri üzerinden hesaplar yapılarak, dünyanın halleri çözülmeye çalışılır.
İşin ucu Kabala'ya kadar gidiyor..
Ebced hesasına göre;
A harfi 1, L harfi 30, H harfi 4 değerindedir. Bu heseba göre 66 rakamını görebilmek için harfler alt alta geldiğinde bakın ortaya ne çıkıyor?
A -------- 1
L ------- 30
L ------- 30
A--------- 1
H -------- 4
--------- 66
"Hadi işi altmışaltıya bağladın" ifadesi de işi Allah'a havale ettin anlamında kullanılıyor...

8 ile rakamların sırrı!!!!!

1 x 8 + 1 = 9
GeceKahvesi.org - 8 ile rakamların sırrı!!!!!
12 x 8 + 2 = 98

123 x 8 + 3 = 987

1234 x 8 + 4 = 9876

12345 x 8 + 5 = 98765

123456 x 8 + 6 = 987654

1234567 x 8 + 7 = 9876543

12345678 x 8 + 8 = 98765432

123456789 x 8 + 9 = 987654321


Sonra

İLK VE SON SÜTUNLARI TOPLAYALIM


İlk sutunson sutun
137174205 + 1097393685



ŞİMDİDE BU İKİ DEĞERİ TOPLAYALIM

123456790


Bir garip sayı: 12345679 (Dikkat edin 8 yok)

12345679, bu sayının tek başına hiç bir özelliği yok Ama 9 ve 9'un katları ile çarptığınız zaman bakın ortaya nasıl ilginç bir sonuç çıkıyor


Hesap makinenizi elinize alıp sonuçları kontrol edebilirsiniz, hiç bir hile yok, matematikteki şu uyuma bakar mısınız?


12 345 679 x 9 == 111 111 111

12 345 679 x 18 == 222 222 222

12 345 679 x 27 == 333 333 333

12 345 679 x 36 == 444 444 444

12 345 679 x 45 == 555 555 555

12 345 679 x 54 == 666 666 666

12 345 679 x 63 == 777 777 777

12 345 679 x 72 == 888 888 888

12 345 679 x 81 == 999 999 999


12 345 679 x 999 999 999 == 12 345 678 987 654 321

1.                              1 Sayısının Gizemi

1.1=1
11.11=121
111.111=12321
1111.1111=1234321
11111.11111=123454321
111111.111111=12345654321
1111111.1111111=1234567654321
11111111.11111111=123456787654321
111111111.111111111=12345678987654321

Matematiğin Sırları:
iconflash.gif (1595 bytes)(pi) Sayısı:
          Kısaca bir dairenin çevresinin çapına oranı,  sayısını verir. İnsanoğlu, aslında çok önemli vazifeleri olan bu sayı üzerinde çok düşünmüştür. Yıllarca tam olarak bir değer bulamamakla beraber, gerçek değerine en yakın sonuçları kullanabilmek için çaba sarfetmişlerdir.
' nin kronolojik gelişimine baktığımızda günümüzde dahi tam bir sonuç bulunamamıştır. Çeşitli formüller üretilmesine rağmen sadece her seferinde gerçek değere biraz daha yaklaşılmıştır.
          Arşimet  3.1/7 ile 3.10/71 arasında bir sayı olarak hesapladı. Mısırlılar 3.1605, Babilliler 3.1/8, Batlamyus 3.14166 olarak kullandı. İtalyan Lazzarini 3.1415929, Fibonacci ise 3.141818 ile işlem yapıyordu. 18.yyda 140, 19yyda 500 basamağa kadar hesaplandı. İlk bilgisayarlarla 2035 basamağı hesaplanırken günümüzde milyonlarca basamağa kadar çıkılıyor. İşin ilginç tarafı, hâlâ tam bir sonuç yok. Herhangi bir yerinde devir olsa iş yine kolaylaşacak. Ama henüz öyle bir şeye de rastlanmadı. Şu anda bilinen değerden birkaç basamak:




iconflash.gif (1595 bytes)İlginç Sayılar(1):
3² + 4² = 5²
10² + 11² + 12² = 13² + 14²
21² + 22² + 23² + 24² = 25² + 26² + 27²
36² + 37² + 38² + 39² + 40² = 41² + 42² + 43² + 44²
.
.
    .    
iconflash.gif (1595 bytes)Fermat'ın Son Teoremi:
           Mesleği Avukatlık olan Fermat, arada bir matematikle de ilgilenirdi. Ama ne ilgilenmek. Aşağıdaki teorem, onun eseri. 1665 yılında 64 yaşında ölen Fermat'ın aşağıdaki teoremi, hâlâ ispatlanamadı. Bu problem üzerinde yıllarca çalışan ünlü alman matematikçi  Wolfskehl, 1908 yılında öldüğünde, vasiyet olarak 100bin mark bıraktı. Hem de bu problemi yüzyıl içinde çözecek ilk kişiye verilmek üzere!
Teorem şöyle:
question.gif (8366 bytes)n>2 ve a, b ve c tamsayı olmak üzere
an + bn= cn    çözümü olmadığını ispatlayın.
          Fermat bu teoremi yazarken kullandığı kağıdın altında çok az yer kaldığı için cevabı yazamadığını, halbuki çok güzel bir ispatı olduğunu yazmıştır. (Belki  Fermat ta cevabı bilmiyordu:))
Bir hatırlatma: Eğer rastgele n=54179653 sayısını formüle uygulayıp eşitliği sağlamadığını göstermediyseniz, bu sayının hâlâ doğru olma şansı var demektir.

iconflash.gif (1595 bytes)İlginç Sayılar(2):
          Üç basamaklı herhangi bir sayıyı  iki kere yanyana yazarak elde ettiğimiz yeni sayı, kesinlikle 7, 11, 13, 77, 91, 143, 1001 sayılarına kalansız olarak bölünür(neden?).
Örnek: 831831
831831 / 7       = 118833
831831 / 11     = 75621
831831 / 13     = 63987
831831 / 77     = 10803
831831 / 91     = 9141
831831 / 143   = 5817
831831 / 1001 = 831

iconflash.gif (1595 bytes)Sihirli Kareler:
3 x 3: Birbirini yatay, dikey ve çapraz takip eden   üç karenin toplamı, 15.
8
1
6
3
5
7
4
9
2
4 x 4: Birbirini yatay, dikey ve çapraz takip eden  dört karenin toplamı, 34.
16
2
3
13
5
11
10
8
9
7
6
12
4
14
15
1
5 x 5: Birbirini yatay, dikey ve çapraz takip eden beş karenin toplamı, 65.
3
16
9
22
15
20
8
21
14
2
7
25
13
1
19
24
12
5
18
6
11
4
17
10
23

iconflash.gif (1595 bytes)İlginç Sayılar(3):
1 x 8 + 1 = 9
12 x 8 + 2 = 98
123 x 8 + 3 = 987
1234 x 8 + 4 = 9876
12345 x 8 + 5 = 98765
123456 x 8 + 6 = 987654
1234567 x 8 + 7 = 9876543
12345678 x 8 + 8 = 98765432
123456789 x 8 + 9 = 987654321

iconflash.gif (1595 bytes)Teorem:
Bütün kare sayılar, 1'den başlamak üzere sırasıyla tek tamsayıların toplamı olarak yazılabilir.
Örnekler:
5²=25
1 + 3 + 5 + 7 + 9 = 25
11² = 121
1 + 3 + 5 + 7 + 9 + 11 + 13 + 15 + 17 + 19 + 21 = 121

iconflash.gif (1595 bytes)Üçgen Sayılar:
1'den başlamak üzere kendisinden önceki tüm sayıların toplamına karşılık gelen sayıların dizisidir.
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, ... pozitif doğal sayılar ise, üçgen sayılar:
1, 3(1+2), 6(1+2+3), 10(1+2+3+4), 15(1+2+3+4+5),... üçgen sayılardır. Yani:
1, 3, 6, 10, 15, 21, 28, 36, 45, 55...

iconflash.gif (1595 bytes)Pascal Üçgeni:
          Pascal üçgeni, şekilde de görüldüğü gibi kenarlarda "1" olmak üzere her sayı, üstündeki iki sayının toplamı olarak yazılacak şekilde oluşturulur.
pascal.GIF (2724 bytes)
Pascal üçgeninin bazı özellikleri:
·        Kenarlar "1"den oluşur
·        ikinci(kırmızı) sıra, pozitif tamsayılar serisidir.
·        Üçüncü(mavi) sıra, üçgen sayılardır. (1, 3, 6, 10 15,...)
·        Aynı yöndeki sayıların(sarı) toplamı, seçtiğimiz son sayının ters yönündeki sayıya eşittir.
(Örnek: 1+2+3+4+5+6+7=28, 1+4+10+20+35=70 gibi)
·        Her sıradaki sayıların toplamı, 'sıfır'dan başlamak üzere "2"nin üslerini verir. 20, 21, 22, 23 ,24 ,...
(Örnek: 5. sıradaki sayıların toplamı, 1+4+6+4+1=16=24 )
·        Her sıra, yine 'sıfır'dan başlamak üzere kendi derecesinden bir polinomun katsayılarını verir.
( Örnek: (a+b)3=1a3+3ab2+3a2b+1b3)

iconflash.gif (1595 bytes)Teorem:
Bütün sayılar 2'nin üsleri toplamı (tekrarsız) olarak yazılabilir.
Örnekler:
12 = 23 + 22
12 = 8 + 4
45 = 25 + 23 + 22 + 20
45 = 32 + 8 + 4 + 1

iconflash.gif (1595 bytes)İlginç Sayılar(4):
12 x 42 = 21 x 24
23 x 96 = 32 x 69
24 x 84 = 42 x 48
13 x 62 = 31 x 26
46 x 96 = 64 x 69

iconflash.gif (1595 bytes)Fibonacci Dizisi:
1'den başlamak üzere kendisinden önceki iki sayının toplamına karşılık gelen sayıların dizisidir.
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, ...ise, fibonacci dizisi:
1, 1(0+1), 2(1+1), 3(1+2), 5(2+3), 8(3+5), 13(5+8),... yani:
1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55...
dikkat.gif (324 bytes)Fibonacci dizisinin kullanıldığı pekçok yerden biri de "Şekil Paradoksları"ndaki üçgenli ve kareli sorulardır.

iconflash.gif (1595 bytes)İlginç Sayılar(5):
3 x 37 = 111
6 x 37 = 222
9 x 37 = 333
12 x 37= 444
15 x 37 = 555
18 x 37 = 666
21 x 37 = 777
24 x 37 = 888
27 x 37 = 999

iconflash.gif (1595 bytes)e Sayısı:
1 + (1/1!) + (1/2!) + (1/3!) + (1/4!) + ... + (1/n!) serisinin toplamı "e" sayısını verir. Yaklaşık değeri:
e = 2.71828182...dir. (e sabit sayısının kullanıldığı yerler ayrıca anlatılacaktır)

iconflash.gif (1595 bytes)SONSUZ(Sonsuz):
          , sadece matematikçilerin değil, düşünen herkesin ilgisini ve merakını çekmiştir. 'u sayı olarak düşünürsek; aklımızı zorlayıp "en büyük sayı"ya ulaştığımızı kabul edelim. O sayının mutlaka 1 fazlası olacağından yeni sayılar elde ederiz.
          Meselâ sayı doğrusunda 0 ile 1 arasında sonsuz adet reel sayı vardır. 0 ile 10 arasında da sonsuz adet sayı olduğuna göre bu iki sonsuz da birbirine eşit olamaz. Bu yüzden matematikte "/" ifadesi tanımsızdır. Aynı şekilde 1 ifadesi de henüz tanımlanamamıştır. Hâlbuki 1'in tüm üsleri 1' eşit olmalıdır.
          question.gif (8366 bytes)Kâinatta kaç adet "atom" olduğu sorulsa kaç derdiniz? Herhalde aklınıza gelebilecek en büyük sayıyı söylersiniz. Sizce 1073 nasıl bir sayı? Büyük bir ihtimalle sizin tahmininizden küçük. Ama tüm kâinattaki gezegenlerin, yıldızların, asteroidlerin ... atom sayısı işte bu kadar. (Araştırmalar sonucundaki tahmini sayı).
question.gif (8366 bytes)Kâinatın sonu neresi? Herhalde kâinat da bir yerde bulunuyor. Ayrıca genişlediği (şişen bir balon gibi) ilmî bir gerçek. Nerede, neyin içinde, nereleri kaplayarak genişliyor? Bundan sonrası ancak tahmin edilebilir. Şimdilik bunlar sır.
          Şimdi 'un ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılıyor (veya anlaşılamıyor:)) değil mi?

iconflash.gif (1595 bytes)İlginç Sayılar(6):
(0 x 9) + 8 = 8 
(9 x 9) + 7 = 88
(98 x 9) + 6 = 888
(987 x 9) + 5 = 8888
(9876 x 9) + 4 = 88888
(98765 x 9) + 3 = 888888
(987654 x 9) + 2 = 8888888
(9876543 x 9) + 1 = 88888888
(98765432 x 9) + 0 = 888888888
(987654321 x 9) - 1 = 8888888888


9 rakamı kaçla çarpılırsa çarpılsın çıkan sayının rakamlarının toplamı yine 9'u vermektedir biliyor muydunuz. Örnek vermek gerekirse;

9x235=2115 ---> 2+1+1+5=9
9x1782=16038 ---> 1+6+0+3+8=18 ---> 1+8=9

Alıntı : http://quranix.org/appendix/mesaj/8
Alıntı : http://www.bilgiustam.com/sihirli-sayilar-ve-mukemmel-esitlikler/
Alıntı : http://www.mailce.com/peygamberimizin-6-rakami-sirri.html
Alıntı :http://ilimkutusu.blogspot.com.tr/2011/01/matematigin-ve-rakamlarn-srlar.html